Dünya hayatı gelip geçidir.
Dünya hayatında mal ve servetin her şeyi çözdüğünü sananlar yanılır.
Ne demiş Derviş Yunus, “Mal da yalan mülkte yalan, gel biraz da sen oyalan.”
Dinleyen kim?
Yalan dolan, alavere dalavere… Kandırmaca, aldatmaca…
Hırsızlık, yolsuzluk… Kul hakkına göz dikme…
Fitne, fesat ve iftira… Hırs ve ihtiras…
Ürettiği mala hile karıştırma… Halkın sağlığı ile oynama…
Her şey mal mülk, makam mevki için.
Değse bari…
Derdi dünya olanlara bir bakın, dünya kadar dertle, tasa ile uğraşıyorlar.
Bir gönül bahçesine giremezler, bir gönül yapamazlar…
Parayla, servetle övünürler.
Kalpleri taş, ufuklar dar, merhamet duyguları kıttır.
Gözlerini toprak doyursun.
Bilmezler ki, “Her canlı(nefis) ölümü tadacaktır.”
Helalinden üretenlere, işçi istihdam edenlere, ülke için gece gündüz demeden çalışanlara sözümüz yok.
Onlara selam olsun.
Arife tarif gerekmez.
Mektup adrese gider, hem de kısa zamanda.
Kıssadan Hisse…
Lord Teshlid İngiltere’nin en zengin adamlarındandı.
Zaman zaman devlete bile borç veriyordu.
Malikânesinde oldukça büyük ve korunaklı bir odayı
Servet kasası olarak kullanıyordu.
Bir gün hazinesine girdi ve yanlışlıkla kapıyı üstüne kapattı.
Oda çok özel inşa edildiği için, ne kadar bağırıp çağırdıysa, yardım istediyse de sesini kimseye duyuramadı.
Zaman zaman eve gelmediği için, evdekiler arama ihtiyacı hissetmedi.
Günler sonra cesedi bulunan Lord, bir şekilde parmağını kesmiş ve kanıyla şu cümleyi yazmıştı:
“Dünyanın en zengin insanı, açlıktan ve susuzluktan ölüyor!”…
***
Lübnan’ın en zengin adamı Eymen Bistani, Beyrut’u en iyi noktadan gören hâkim bir tepede…
Kendisine görkemli bir mezar yaptı.
Oraya gömülmeyi vasiyet etti.
İlahi kader farklı tecelli etti, özel uçağı denize düştü.
Milyonlara mal olan aramalar sonunda uçağı bulundu ama cesedine ulaşılamadı.
Dünya hayatında mal ve servetin her şeyi çözdüğünü sananlara duyurulur…