İçimiz dışımız siyaset oldu. Bugün sizlere kültür ve sanattan bahsedeceğim. Her gün konuşulan ekonomik ve siyasi gündeme o kadar çok kendimizi kaptırdık ki, bir ülkenin can damarlarından biri olan kültür ve sanatı unuttuk.
Kültür nedir? Kültür, tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde bir ülkenin oluşturduğu maddi ve manevi değerler bütünüdür. Ve gelecek nesillere bu değerleri iletmede kullanılan en önemli araçtır.
Ya sanat? ” Sanat, bir duyguyu yaşayan insanın, o duyguyu bilerek ve isteyerek başkalarına aktarmasıdır. Sanat maddi bir yararı değil, insanlara mutluluk vermeyi amaçlayan bir faaliyettir.
Sadece maddiyatı düşünen zihinler, ne kültürü ne de sanatı önemser. Onlar için gerçek olan çıkarlarıdır. Hâlbuki makam ve servet, insanı mutlu etmeye yetmez. Rahat yaşamak veya hizmet etmek için bir araçtır. Kültür ve sanatın verdiği haz ise, insan ruhunu yüceltir ve rahatlatır.
Kültür ve sanat, sadece bir zevk aracı değildir. Sanatı, insan yaşamının gereklerinden biri olarak görmek gerekir. Sanatı; insanın insanla arasındaki iletişim araçlarından biridir ve insanı kişisel yaşam düzeyinden, evrensel yaşam düzeyine taşır. Bağnaz düşüncelerden kurtarır ve evrensel düşüncenin yolunu açar.
İskender Pala, “Zaten kültür kılıca hep galip gelmiştir. Milletleri yıkan, savaşta değil, kültürdeki mağlubiyettir” diyor.
İnsanların huzur ve mutluluğu duygulardan geçer. Korkunun, stresin ve öfkenin olduğu bir sahada sevgi çiçekleri yeşerebilir mi?Ne diyor Buket Uzuner: “ İşin içine para, iktidar ve silah girdi mi, orada kitap, kültür biter, artık kan ve can konuşur.
Haksız mı? Sürekli para ve iktidar düşünenler… Hiç kültür ve sanattan bahsediyor mu? Onlar kan, gözyaşı ve öfkeden besleniyor.
Kültür ve sanat sadece elitlere yönelik bir faaliyet olarak algılanamaz ve sunulamaz. Normal insanı etkilemeyen şey, kültür ve sanat değildir. Bizde yıllardır seçkin bir azınlığa aitmiş gibi gösterildi. Kültür ve sanat, mükemmelliği ve birliği-bütünlüğü sağlayan bir araç olarak görülebilir ve ülke yararına kullanılabilirdi.
Yapılmadı!.
Sanat sayesinde insan, gördüğü, anladığı ya da hissettiği şeylerin varlığını keşfeder.
Roman, şiir, tiyatro, müzik veya resim… Kültür ve sanat bilinmeyenlerin keşfidir. İnsanın ufkunu geliştirir. Ve daha önce algılamadığı şeyleri görmesini sağlar. Bu nedenle insanların biat ve sadakat noktasında, sadece kendisine hizmet etmesini isteyen ideolojiler ve anlayışlar kültür ve sanattan rahatsız olmaktadır.
Kültür ve sanatın önemi ve değeri, insanın hayata bakış açısını değiştirmesinde ve ruhsal zenginliğini artırmasındadır.
“Toplumumuzda kültür ve sanat o kadar bozulmuştur ki, kötü sanat iyi olarak görüldüğü gibi, gerçek sanat algılayışı da tamamen yok olmuştur. “ Kültür sanat etkinlikleri insanın toplumda gelişmesini sağladığı gibi, ülkenin değişim ve kalkınmasına da katkı verir. Kültür ve sanata ilgi duyan insanlar, katıldıkları etkinliklerde yeni öğrenimler kazanırlar. Bu da insan olmanın farkındalığını ve ayrıcalığını ortaya çıkarır.
Kültür ve sanatın yer bulmadığı bir kentte kent kültüründen bahsedilemez. Atatürk: Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür. Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek, zekâyı eğitmektir” diyor. Okumayan ve düşünmeyen bir toplum kent kültürünü ve demokrasiyi nasıl içselleştirecek?
Kültür ve sanat, demokratik yaşamı geliştirmesinden başka evrensel değerlere olan bağlılığı da artırır. Kültür ve sanat ile otorite bir arada yaşayamazlar. Düşman kardeş gibidirler. Otoritenin olduğu yerde kültür ve sanata yaşam hakkı tanınmaz. R. Necdet Kestelli’nindediği gibi, “Kültürün az olduğu toplumlarda, dev aynaları çok olur. “
Yerel yönetimlerin en önemli görevlerinden birisi de kültür ve sanatın gelişmesine öncülük etmelidir. Yollar, kavşaklar, lüks konutlar, köprüler, modern havaalanları… Bir ülkenin gelişmiş olmasının göstergesi değildir. Bir toplumda ayrılık ve kopukluklar yoksa… Sevgi, dostluk ve kardeşlik içerisinde yaşanıyorsa… Yönetenler toplumla buluşmuşsa… Kültür ve sanata önem veriliyorsa… İnsanlar mutlu ve refah içerisinde yaşıyorsa…
O ülke gelişmiştir.
“Neyleyim Köşkü, Neyleyim Sarayı,içinde salınan yar olmayınca…” Bu sözlerden de anlaşılacağı üzere önemli olan mutluluk ve huzurdur. Betona terk edilen kent yaşamı değil.
Dilimiz bozulmuş… Dinimiz istismara uğramış… Gelenek ve göreneklerimiz yok olmuş… Doğru bir ekonomi anlayışımız olmamış… Kültür ve sanatımızı nasıl geliştireceğiz? Şu korona illetinden hayırlısı ile kurtulalım…Döşemealtı ilçemizde daha çok kültür ve sanat etkinlikleri bekliyoruz.
“Söz ola kese savaşı, Söz ola kestire başı…” Taşı gediğine koyduk. Başka söze gerek var mı?
****
Söz kültür ve sanattan açılmışken, ülkemizdeki kültür ve sanatın çok önemli ayaklarından biri… Kardeşim Ertuğrul Yılmaz ve arkadaşları tarafından kurulan 24 şair ve sanatçıdan oluşan gönüllü bir platform olan, olan AYSKEP’den (Ankara Yaren Sofrası Kültür Sanat ve Edebiyat Platformu) bahsetmek isterim.
Bu platform, yurtiçi ve yurtdışında birçok kültür ve sanat etkinliği yaparak, özellikle şiir ve müzik dinletileri ile insanların ruhlarını besliyor.
150 şairin 750 şiiri ile katılım ve katkı sunduğu, Yaren Sofrası Güldeste: 2017-2018 ve 2019 adı altında üç adet şiir kitabı… Gurup olarak ne kadar fedakârlık yaptıklarının ispatıdır.
Biriler çıkar peşinde koşarken… Onlar okullarda oluşturulan kütüphanelere kitap bağışı topluyor ve huzur evleri sakinlerine yönelik çok sayıda müzikli moral etkinlikleri organize ediyorlar.
Gelecek günlerde belediye başkanının daveti ile bir etkinlik de Döşemealtı ilçesinde gerçekleştirmelerini temenni ediyorum.
Günün Sözü: “Sanat, özgürlük ve yaratıcılık toplumu siyasetten daha hızlı değiştirir.” Pinchuk (İş İnsanı)