“Mülk” deyince; eşya, araba, ev, arsa, tarla, fabrika vb. gibi gayrimenkuller akla gelir.
Malım, mülküm yok deriz.
Ya da tersi…
Farklı bir anlamı daha vardır.
Mülk, hükümranlık, egemenlik demektir.
Mülk, devlet demektir.
O halde Adalet, mülkün yani devletin temelidir.
Bir devletin güçlü olması, adaletli olması anlamına gelmez.
Adaletsiz güç yıkılır.
Zulüm ile ayakta kalmış bir devlet, bir iktidar görülmemiştir.
Devlet, adaleti sağlarsa güçlü olur.
Adaletle korunur, kollanır.
Genel düşüncenin aksine…
Askerle, polisle, cezalandırıcı kurallarla, silahla, sopayla devlet korunamaz.
Kaba güç; bir süre kitleleri susturur, sessizleştirir.
“Güç adalettedir.”
Bakın tarihe…
Adaletten şaşanlar, ülkesini ve devletini yitirmiştir.
Adalet denilince, sadece yargı akla gelmesin!
“Yargı adaletin sadece görünen bir yüzüdür.”
Adalet, toplum hayatının her safhasında gereklidir.
Bir ülkede; “dayısı” olan işini halledip, sade vatandaş mağdur oluyorsa…
Adalet sarsılır.
Bir ülkede; yöneticiler işini kanunlar çerçevesinde yapmak yerine, siyasetçi peşinden koşuyorsa…
Mülk sarsılır.
Bir ülkede; para gücünü elinde bulunduranlar, rüşvetle her istediğini elde ediyorsa…
Adalet sarsılır.
Bir ülkede; organize suç örgütleri ve liderlerine alenen övgüler diziliyor, zayıf olan horlanıyorsa…
Mülk sarsılır.
Bir ülkede; “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” yaklaşımları ile nüfuz kullanma yaygınlaşıyor, devlet görevlileri aciz duruma düşürülüyorsa…
Adalet sarsılır.
Bir ülkede; anlaşmazlıklar mahkemeler dururken, çeteler ve mafyalar tarafından para karşılığı çözülüyorsa…
Mülk sarsılır.
Bir ülkede; belli fertler, belli kesimler el üstünde tutuluyor, diğerleri ötekileştiriliyorsa…
Adalet sarsılır.
Bir ülkede; kariyer ve liyakat yerine, ahbap çavuş ilişkileri, akrabalıklar, çıkar ortaklıkları gözetiliyorsa…
Mülk sarsılır.
Bir ülkede; gerçekler gizleniyor, hak konuşulmuyor, yapıcı eleştiriler dinlenmiyor, yalanla işler yürütülüyorsa…
Mülk sarsılır.
Bir ülkede; mazlumun ahı yeri göğü inletiyor, ayaklar baş, başlar ayak yapılıyorsa…
Adalet sarsılır.
Bir ülkede; üreten, çalışan insanlar dikkate alınmıyor, kaytaranlar kazanıyor, alın teri kıymetten düşürülüyorsa…
Mülk sarsılır.
Bir ülkede; cahillik prim yapıyor, ilim gözden düşüyor, fikrini söyleyen ve yazan hemen “hain” ilan ediliyorsa…
Mülk sarsılır.
Bir ülkede; taciz, adam yaralama, silahla tehdit, ruhsatsız silah taşıma gibi suçları işleyen ünlü biri serbest kalıyor, gariban hemen tutuklanıyorsa…
Adalet sarsılır.
Bir ülkede; yargı mensupları iş bilen siyasetçi avukatların bürolarında boy gösteriyorsa…
Adalet sarsılır.
Adaleti sağlamak, mülkü korumak da yönetenlerin asli görevidir.
Türkiye’yi ne PKK, ne FETÖ ne de başka güçler yıkamaz.
Ne yıkar biliyor musunuz?
Adaletsizlik.
***
Rahip Brunson
Rahip Brunson’un serbest bırakılması ülkeyi karıştırdı.
Sert tartışmalara neden oldu.
Yargı elde delillere göre böyle karar verdi.
İçinize sinse de, sinmese de…
Devletin yararı görülmüşse serbest de kalabilir.
Buna devletin yetkili organları karar verir.
Öyle ise, rahibin bırakılması neden olay olmuştur?
Karar öncesi, siyasilerce yapılan konuşmalar, iç politikaya dönük söylemler yanlış olmuştur.
Rahip olmadığı, ajan olduğu, terörle ilişkilerinin tespit edildiği, serbest bırakılmasının mümkün olmadığı, en üst yetkililerce ifade edilmiştir.
Sade vatandaş; öyle olduğuna inanmış, inandırılmıştır.
Sonra ne oldu?
Rahip Brunson, 3 yılla işin içinden sıyrıldı ve törenle memleketine uğurlandı.
Oval ofiste Trump ile şovunu da yaptı.
Bizim her istediğimiz olur edaları ile…
Olan Türkiye’ye oldu.
Hem rahip aleyhine konuşanları, hem de ülkeyi dünya kamuoyu nezdinde zora soktu.
Vatandaş birbirine şu soruyu soruyor.
Brunson, terör örgütü üyesi olarak eylemlere karışmışsa neden bırakıldı, böyle bir suçu yoksa bunca kızılca kıyamet neden koparıldı?
ABD ile ilişkiler neden gerildi?
Bunun cevabı yok, savunması da…
ABD’nin baskısı ile bırakıldığı algısı adaleti yaralamış, mülkü sarsmıştır.
Demek ki, yargının işini yargıya bırakmak…
Her konuda önceden konuşmamak gerekiyor.