Dünyada ve ülkemizde bunaltan gelişmeler birbiri ardına yaşanıyor.
Terör olayları…
Ekonomik sıkıntılar…
Ortadoğu’da durmayan kan ve gözyaşı…
Oyunlar ve entrikalar, istihbarat savaşları…
Şimdi de Suudilerin taht kavgaları…
Rüşvet ve yolsuzluk iddiaları ve tutuklamalar…
Kimin eli kimin cebinde belli değil.
Yöneticilerin zihninde lambalar yanıp sönüyor.
İşler ilk günlerdeki kadar iyi gitmiyor.
Koltuklar rahat değil bugünlerde…
Batıyor.
Uyku ise haram…
Başlangıçta eski yönetimler kıyasıya eleştirildi.
Her yanlış geçmiş yönetimlere mal edildi.
Güzel ve yararlı işler de yapıldı.
Alkışlandı.
Hem toplum rahatladı hem de yönetenler…
Ne kaygı kaldı ne de panik.
“Yahu haklı adamlar, eskiler çok kötüydü” denmeye başladı.
Bugünlerde dünya karmakarışık…
İşler yine iyi gitmiyor.
Yönetenlere eleştirilerin dozu giderek artıyor.
Cicim ayları bitti, bahar havası dağıldı.
Çare ne?
Eskilerin kötülenmesi işe yaramıyor, toplum yemiyor.
Liderler; etrafını suçlamaya, suçladıklarını etraflarında uzaklaştırmaya başladı.
Başta Trump olmak üzere…
Adam; bürokrat değirmeni…
Kendi getirdiklerini bile yemeye başladı.
Karamsar havanın dağılması adına…
Kellesi her uçurulan eski yönetici “şamar oğlanına” dönüştü.
Selamı çakan gitti.
Kimi ağlayarak kimi de sızlanarak…
Bu çözüm de uzun sürmez.
İş biat edene değil, ehline verilmedikçe…
Devlette süreklilik esastır.
Dedikodu ve karalama…
Öfke ve şiddet yetmiyor.
İnsanlar; barış dolu, yaşanabilir bir dünya özleminde.
Türk Milleti de…
” Mutluluk Bakanlığı” kuran ülkeler var.
Refah içerisinde yaşıyor.
Ne diyeyim?
Her şeyin daha iyi, daha güzel olması dileğiyle…
***
Üç Mektup
Zamanında bir ülkede sultan yeni bir veziriazam atamış.
Devir-teslim yaparken, eski veziriazam yenisine 3 mektup vermiş: “Başın sıkıştıkça sırasıyla aç” demiş.
Gel zaman git zaman sıkışmış yeni veziriazam, pek de inanmayarak birinci mektubu açmış: “Düşmanlarını kötüle, suçu onlara at” yazıyormuş.
Öyle yapmış, sıkıntıyı savuşturmuş.
Bir süre sonra yine sıkışmış, koşmuş ikini mektubu açmış: “Yanındakileri kötüle, suçu onlara at” yazıyormuş.
Tavsiyeyi uygulamış, gerçekten kurtulmuş.
Yine başı belaya girdiğinde, bu kez can havliyle üçüncü mektubu açmış: Üç mektup da sen yaz yazıyormuş.
Kıssadan hisse.