31 Mart Yerel Seçimi nihayet bitti, halk rahat bir nefes aldı.
Seçimin kazananları var ama kaybedenleri yok.
Türk siyaseti böyledir işte, “seçimin kaybedeni asla olmaz!
Rakamlar kullanılır, gerçekler çarpıtılır.
Ve elmalar ile armutlar toplanır, bir başarı hikâyesi ortaya çıkartılır.
Her seçim sonunda olduğu gibi…
Seçmenin verdiği mesaj mı?
Bir müddet bunlar da konuşulur, tartışılır, yazılır.
Herkes görmek istediğini kendince görür, anlamak istediğini işine geldiği şekilde anlar.
Gelelim seçimin analiz kısmına…
Huzur isteyen Türk milleti kazandı.
Öfke, tehdit ve nefret dili kaybetti.
Ötekileştirmeye, ayrıştırmaya prim verilmedi.
Kürt kökenli seçmen PKK diktasından kurtuldu, “et tırnaktan ayrılmaz” dedi.
“Beka” söylemi sadece MHP’nin işine yaradı.
İşsizliğin, yoksulluğun olduğu yerlerde…
Vaat edilen çılgın projeler halkta karşılık görmedi.
İktidar; medyayı ve sınırsız devlet imkânlarını kullanmasına rağmen, büyükşehirlerde halk, “değişim” istedi.
İstanbul’da Ekrem İmamoğlu… Ankara’da Mansur Yavaş… Antalya’da Muhittin Böcek rüzgârı esti.
“Kıyıdan köşeden gelen adam, hiç şansı yok” denilen Ekrem İmamoğlu, esaslı bir devlet adamı gibi süreci iyi yönetti.
“Kimsenin hakkını yemedim, hakkımı da yedirmem “ diyerek iyi bir performans ortaya koydu.
Kimseyi ayırt etmedi, herkese dokundu.
Öfke diline hiç yaklaşmadı, oralı bile olmadı.
Sadece İstanbul’un değil, tüm Türkiye’nin sempati ve sevgisini kazandı.
Dersini iyi çalıştığı için alkışlamak gerekir.
Türk siyaseti yeni bir değer kazandı.
Bu seçim muhalefetin bir zaferi midir?
Kazananlar için bu bir zafer değildir, zafer düşmana karşı kazanılır.
Kaldı ki; siyasi iktidarın oyu düşmemiş, sadece büyük şehirler kaybedilmiştir.
Ama “Şapka düştü kel göründü.”
Başarı gibi başarısızlık da sorgulanacaktır.
İlk defa CHP, Kırşehir ve Bolu gibi AK Parti’nin güçlü olduğu illeri geri almıştır.
İyi adaylarla ve halkın değerlerine saygı duyarak seçime gidilirse başarının mümkün olduğu görüldü.
Muhalefet heyecanlandı.
Ancak; Sabırlı, metanetli ve soğukkanlı olunmalı…
Başarıya gölge düşürecek hareketlerden, taşkınlıklardan kaçınılmalıdır.
Herkes bilmeli ki, “Adamlar kazandı…”
Kıvırmaya gerek yok.
Siyasi iktidar değişmediğine göre, bu seçimle ne değişecek?
AK Parti tabanında karşılıklı suçlamalar, hesap sormalar…
Hükümette yenilenme…
Ak Parti Genel Merkezinde yenilenme…
Parti teşkilatlarında yenilenme…
Sürpriz olmayacaktır.
Büyükşehirlerde ki başarısızlığı Erdoğan affetmeyecektir.
Parti yönetimindeki telaş bunu gösteriyor.
Zira kimse Cumhurbaşkanı kadar varını yoğunu ortaya koymadı.
Balkon konuşmasında bile yalnız çıktı.
Bana göre, bu davranış bir mesaj olarak algılanmalıdır.
Tek adamın çalışıp kazanması, diğerlerinin mevki makam ve çıkar elde etme dönemi kapanmış gibi görünüyor.
“Mutlak hâkimiyet” bir yerde tıkanır.
Öyle de oldu.
Kıt kaynaklarla…
İstanbul, Ankara, Antalya, Adana, Mersin gibi şehirlerin kazanımı “Millet İttifakı” için bir başarıdır.
Ama aynı zamanda sorumluluktur.
Yönetirken adaletin terazisini doğru tutmaları…
Verdikleri kararların kendilerine döneceğini idrak etmeleri gerekir.
Yolsuzluk yapmamaları yetmez.
Belediyelerde yolsuzluğa bulaşmış olanlar ve kamu kaynaklarını peşkeş çekenler ortaya çıkarılmalıdır.
Bu da kariyer ve liyakate sahip iyi bir ekiple olur.
Kazanımlarda IYİ Parti’nin rolünü, Meral Akşener ve Kemal Kılıçtaroğlu’nun başarılı hamlelerini unutmamak gerekir.
Bir de Yusuf Meriç ve Bülent Gürsoy gibi olayın gizli aktörlerini…
CHP’nin uç kesimlerine kalsa, mağlubiyet kaçınılmaz olacaktı.
Her neyse…
Sürekli “hile ve vurgun ”u konuşuyoruz.
Anadolu Ajansı(AA) ile Yüksek Seçim Kurulu(YSK) süreci iyi yönetemedi.
Tartışılır olmaları ülkenin hayrına değil.
Seçimin “en büyük kaybedenleri” onlar oldular.
Bir de belediye şirketlerinden nemalanan yandaşlar ile basın baronları.
Ne acı!
Halk ne gibi mesajlar verdi?
Muhalefete, “belediyelerde başarılı olursan, iktidarı size verebilirim.”
” Başka bir deyişle, “alternatif olabilirsin” mesajı verdi.
Ya iktidara?
“Kaynakları çılgın projelere, yandaşlara ve beton ekonomisine harcama, üretimde kullan.”
“İşsizliği, yoksulluğu çöz. Bana yararlı çözümlerle gel.”
Başka ne dedi seçmen?
“Ülkeyi tek başınıza değil, uzlaşma ile yönetin ”demek istedi.
Halk son ikaz öncesi süre verdi.
Bazı kaybeden belediye başkanları çok iyi hizmet verdiler ama gönüllere giremediler.
Egoları, kibirleri, halka tepeden bakmaları buna engel oldu.
Dostlarını bile incittiler, kimseyi dinlemediler.
Sonuç, “HÜSRAN”
Günün sözü:
“Kazanmaktan alınacak en büyük ders, kazanabileceğinizi öğrenmektir.” D. Weinbaum
Benim sözüm:
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Muhittin Böcek başta olmak üzere, tüm kazanan adayları tebrik ediyor, başarılar diliyorum.