CHP’li vekil Özgür Özel ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun açıklamaları üzerine darbe tartışması yeniden açıldı.
Ne dediler?
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, “İktidar iyi yöne gitmiyor. Bu da önümüzdeki süreçte bir erken seçimle veya başka bir şekilde…
Bu ülkenin gerçekten halkın gözü açıldı.”
“… İktidar değişikliği değil bir sistem değişikliğine gidişatı görüyorum ve böyle olacaktır.”
CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel’in;
“Saray rejiminin, saray düzeninin sonu geliyor.”
Bu sözler, iktidar kanadında darbe iması olarak algılandı.
Ve sert cevaplar art arda geldi.
“CHP, demokrasi rayından çıktı!
AK Parti’yi “başka bir şekilde” indirmekten bahsediyor. Sakın ha!
Aklınızdan bile geçirmeyin! Zira 15 Temmuz’da “başka bir şekli deneyenlerin sonu malum…”
Gerçekten neler oluyor?
Bir iktidarı seçimle göndermek istemek her muhalefetin hakkıdır.
Fakat “seçimle veya başka yolla gidecek” sözü farklı anlamlara çekilebilir. Muhalefet sözcüleri eleştirirken ağızlarından çıkan söze dikkat etmek zorundadır.
Hele askeri darbeler yaşamış bir ülkede…
Militarist söylemler ya da darbe iması olarak algılanacak söylemlerden kaçınmak gerekir.
Bunun halkta karşılığı yoktur.
Bence, “iktidarın bir erken seçimle veya başka bir şekilde…” gideceği söylemi kastı aşmıştır.
İktidar da bu söylemi, siyaseten kullanmıştır.
Olay budur.
Ülkemizde 15 Temmuz 2016 yılında, FETÖ” denilen hain yapının bir darbe girişimi yaşanmış…
İktidar ve muhalefet ile birlikte, Türk milleti şanlı bir direniş göstermiştir.
Millet, darbelere karşıdır.
Sivil ya da Ordu yolu ile.
Ordu, iktidarın emir ve komutasında olduğuna ve orduda geniş bir tasfiye yapıldığına göre…
Darbeyi kim ya da kimler yapacaktır?
Sivil darbe dersen, o da kolay bir iş değildir.
Devlet kadrolarının, yargının ve medyanın ele geçirilmesi sağlanmadan başarılı olunamaz.
Tıpkı FETÖ liderinin bir zamanlar söylediği gibi; “yavaş yavaş, çaktırmadan, sineğin belini incitmeden…”
Yaparsınız.
Bu işler CHP’nin yapacağı işler değildir!
Bu durumda, Özgür Özel’in dediği gibi, “Düttürü Leyla bandosuyla mı” yapacak CHP, darbeyi?
İsteseler de güçleri yetmez.
Davul zurnayla ihtilal yapılmaz.
Soruşturmalar, dava ve cezalardan nefes alamaz haldeler.
Bir de başlarının üzerinde sallanan bir “Demokles Kılıcı” varken nefes bile alamazlar.
Geçiniz.
Kaftancıoğlu’nun “öyle veya böyle gidecekler”, ya da Özgür Özel’in “Saray darbesinin sonu geldi” gibi sözleri boşboğazlıktan ya da kurusıkı siyasi söylemden başka bir şey değildir.
“Kaş yaparken göz çıkarmak” buna denir.
Muhalefetin iktidarın demokratik yollarla gideceğini ifade etmesi kadar normal bir söylem olamaz.
Adı üstünde muhalefet…
İktidarın her dediğine “evet” diyecek, her yaptığına “alkış tutacak” hali yok.
Eleştiri hakkını kullanacaktır.
Buna mukabil, “iktidarın da iktidarda kalmak istemesi, bu konuda çalışma ve strateji geliştirmesi” gibi bir hakkı vardır.
Sandıkla gelen sandıkla gider.
Aksini düşünmek, “abesle iştigaldir.”
Darbe tehlikesi hazırlığı varmış gibi yaratılan gündemler, Türkiye’yi ana hedeflerinden sapıtmaya dönük bir yaklaşımdır.
TSK’nın içinde demokrasiye bağlı subaylar darbecilere karşı güçlü bir duruş sergilemiştir.
Böyle bir gündem yoktur.
Tamamen gereksiz, tamamen lüzumsuz bir tartışmadır.
Ne iktidara ne de muhalefete bir yarar sağlamaz.
Çünkü…
Bu söylentiler; Ekonomiye zarar verir, yerli ve yabancı yatırımcıyı kaçırır, orduda huzursuzluğa neden olur.
En önemlisi de halkı korkutur, illegal silahlanma ve örgütlenmeyi çoğaltır.
Olmayacak bir şey.
“Bu ülkenin insanları darbeye karşı bedeller ödediler.”
Yine öderler.
Geniş toplum kesimlerinin hem can derdinde hem geçim derdinde olduğu bir dönemden geçiyoruz.
Bu sefer zengini ve fakiri ile…
Şu anda iş adamları, tezgâhı yeniden döndürebilme, gariban evine ekmek götürmek telaşındadır.
Liderlerin bir araya gelip, bir çıkış yolu arayacakları yerde toplumu germeleri kabul edilemez.
Gerçekten aklın almadığı bir durum…
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, ülkenin kurtuluş reçetesi olarak sunduğu “Memleket Masası” iyi bir öneriydi.
Liderlerin, aynı masada birlik beraberlik içinde oturabilmesi gerekiyor.
Demokratik bir yaklaşım olarak görüyorum.
“Biz Birlikte Türki’yeyiz.”