Önümüzdeki aylarda siyaset yeniden şekillenecek gibi görünüyor.
İki parti yolda…
Başka parti çalışmalarının da olduğunu duyuyoruz.
Bedri Yalçın başkanlığında ki Anadolu Birliği Partisi(ABP), kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığına verdi.
Bu partiler iktidara alternatif olamasalar da, sistem gereği, dikkate alınacaktır.
İttifak ya genişleyecek ya da partilerde birleşmeler görülecektir.
Bu hareketlenmeler dikkat çekici.
Demek ki, siyasi alanda bir boşluk var.
İktidar ve AK Parti hata üstüne hata yapıyor ama “Millet İttifakı” da beklenen sıçramayı başaramadı.
IYI Partinin yeni Antalya il başkanı teşkilatı biraz hareketlendirdi.
O kadar.
En iyi muhalefeti Saadet Partisi yapıyor.
Etkililer… İktidarın moralini bozmayı başarıyorlar.
AK Parti gün geçtikçe güç kaybediyor.
Milletvekillerine geçiş, park ve çakar muafiyeti tanınması için apar topar yasa çıkarılması ve Sn. Erdoğan’ın eski yol arkadaşlarını “dolandırıcılık” ile suçlaması tepkilere yol açtı.
Ortada bir yanlışlık varsa, sorumluluk ortak olmalıdır.
“Kandırıldım ya da aldatıldım” eski inandırıcılığını yitirdi.
Büyü bozuldu.
Muhafazakâr camiaya mensup bazı kişiler; mala, makama, mevkie, koltuğa, lüks ve gösterişe yani maddeye bağımlı hale geldi.
Köşklerde “Baby Shower” mevlitler, “After Party’leri…
Lüks yatlar ve katlarda ihtişamlı doğum günleri…
Marka giysiler, ithal arabalar ve dudak uçuklatan tesettür defileleri…
Sadece zenginlerle oturup kalkan ve bu dünyayı küçük bir cennete çevirmeye çalışan, sıra fakire gelince sabır ve şükrü öneren, sözde din âlimlerinin özel yaşantıları…
Oturduğu makamı korumak veya daha üst bir makama gelebilmek için yalan, iftira ve kumpas içerinde yer almaktan beis görmeyen yandaş bürokratların icraatları…
Makam ve mevki için ahlakını, adaletini, merhametini ve değerlerini yok sayarak aşındırmadık siyasi kapı bırakmayan bylöpçülere gösterilen özel ilgi…
Yaşadığı kentin sorunlarına çare üretmesi ve yapılmayanları eleştirmesi gerekirken, vekil, belediye başkanı ve bürokrat peşinde koşan STK başkanlarının pasifliği…
Haksızlığa dur demek söyle dursun, sesini çıkaramayan tatlı su Müslümanlarının tutumları…
Ve garibanın hakkını ve hukukunu gözetmeyen, onları sadece Allah ile aldatan din simsarlarının deşifre olmaları…
AK Parti hanesine olumsuz yansımıştır.
İktidarın uyanması ve önlem alması gerekirken, yanlışta ısrar sürmekte, yapıcı eleştirilerde bulunanlar etkisiz hale getirilmektedir.
Ya da anasından doğduğuna pişman edilmektedir.
Ancak, milletin üzerindeki “suskunluk ve korku” dumanı dağılmaya başlamıştır.
20 yıldır alternatifsiz ülkeyi yöneten AK Parti kadrolarında yaprak dökümü devam etmekte,
İstifalar peş peşe birbirini takip etmektedir.
Bir zamanlar eleştiriler kulislerde yapılır, parti kadroları ve danışmanlar hedef alınırdı.
Şimdilerde kavram değişti.
Oklar artık doğrudan lidere yönelmektedir.
İstifa eden ya da şiddetli eleştirilerde bulunanlara bir bakın!
Çoğu Erdoğan’la birlikte hareket eden isimler.
Özgül ağırlığı olan bu isimler istifa edecek kadar siyaseti okumuyor olamazlar.
Kapalı kapılar ardından yapılan çıkar ve koltuk pazarlıklarını…
Yaşanan adaletsizlikleri…
Korku, baskı ve yasakları…
Yolsuzlukları ve haksız kazançları…
Kendisi geçim derdinde iken, yaşanan şaşalı yaşam ve israfları…
Halk görüyor ve yaşıyor.
Görmeyen iktidar nimetlerini paylaşan mutlu bir azınlıktır.
Basın sağır ve dilsizi oynasa da…
Samimi, inanmış AK Parti camiasının tepkisi ve feryatları sosyal medya kanalı ile damarlara kadar işliyor.
İktidar partisi yöneticileri bunu görmek istemiyor, üç maymunu oynuyorlar.
“Bilmedim, görmedim, duymadım.”
Kanaatime göre, cumhurbaşkanını da yanlış yönlendiriyorlar.
Ama bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz.
Ekonomik buhranın kıskacında olan esnaf, kepenklerini kapatmaya başladı.
İşçi ve memur ise endişeli…
“Adalet” ve “kalkınma” gibi kıymetli kavramlar unutuldu.
Yöneticiler ranta ve makama yenik düştüler.
AK Partinin ilk yıllarındaki işler rafa kalktı, kaliteli yöneticiler ise önce FETÖ’nün, şimdi de derin güçlerin yönlendirmesi ile tasfiye edildi.
Partici devlet görevlileri ise illallah ettirdi.
Yapılan itirazlara ve eleştirilere, “hain” damgası vurmak…
Eleştiren gazeteci, vatandaş, her kim varsa şikâyetçi olmak…
Kolaycı ve basit bir yaklaşımdır.
Sorunun kaynağına inmek gerekir.
Bunlar olmayınca yeni arayışların ortaya çıkması kaçınılmazdır.
“Öyle ki, bugün adalet ve vicdan ekseninde başkaldıranlara söylenecek her lafın muhatabı, geçmişte benzer hasletlerle yola çıkan tüm bireyler olacaktır.”
Erken seçim olacak mı?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ölüm kusan termik santrallere filtre takma zorunluğunu 2,5 yıl erteleyen düzenlemeyi veto etmesi…
Ve ‘Çılgın Proje’ Kanal İstanbul’un yeniden tartışmaya açması…
Erken seçimin öne alınacağının sinyallerini veriyor.
Milletvekillerine ayrıcalık tanıyan yasayı da veto ederse, halkın nezdinde AK parti değil, cumhurbaşkanı sempatik olacaktır.
Oynanan oyun budur.
Erken seçimin sinyalleri daha belirgin hale gelirse, siyaset vitrininde eskilerin yanında yeni yüzler de göreceğiz.
Son gelişmeler, “merkez sağ” düşüncenin yeni hareketlerde belirgin olacağını gösteriyor.
Davutoğlu’nun kurduğu “Gelecek Partisi” ve kadroları açıklandı.
Toplumda karşılığı ne kadar olacak? İzlenimlerimizi ayrıca yazacağız.
Babacan’ın kuracağı parti ise merakla bekleniyor.
Bu arada gözden kaçırmaya çalışıyorlar ama eski Bakanlardan Rıfat Serdaroğlu’nun üstlendiği “Çoban Ateşi Hareketi” bölge, il, ilçe bazında toplantılarına devam ediyor.
Serdaroğlu, çok sert muhalefet yapıyor ve bazı kişiler üzerinde etki yaratıyor.
Partileşecekler mi, kurulan bir partiye iltihak mı edecekler?
Bekleyelim, görelim.
Bunun yanında, çiçeği burnunda ”Anadolu Birliği Partisi’nin özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da özel çalışmalar yaptıkları biliniyor.
Sn. Babacan’ın ABP içerisinde seçime gireceği uzak bir ihtimal.
Sanıyorum yeni bir parti ile yollarına devam edecekler ya da DP ile yollarını birleştireceklerdir.
Muhtemelen ABP, de Babacan’ın kuracağı partiye katılacaktır.
Babacan’ın özel bir ekiple çok iyi çalıştığını, ülkenin sorunları ve çözüm yollarına ilişkin projeler ürettiklerini duyuyoruz.
İl ve ilçe teşkilatları konusunda da seçici olacaklardır.
Hem Gelecek Partisinin hem de Babacan’ın kuracağı partinin muhalefeti diğerlerine benzemez.
Birçok sır ortaya dökülecek demektir.
Bunda da en çok zararı Erdoğan ve AK Parti görecektir.
Keşke Erdoğan cumhurbaşkanı olarak kalabilseydi.
Hem ülke hem de kendisi için iyi olacaktı.
Yine de rahmetli Demirel’in deyimi ile “siyasette 24 saat uzun bir zamandır.”
Ön yargılı olmamak gerekir.
Siyasette, her şey her an değişir. “Dün dündür, bugün bugünündür.”
Antalya ise siyasette önemli bir aktör olacağa benziyor.
Çünkü herkesin ağzında siyaset ve yeni oluşumlar var.
“Yeni oluşumlar da nereden çıktı?” diyenleriniz olacaktır.
Hiç kimse kusura bakmasın! Bu gidişat hayra alamet değildir.
Herkes önce aynaya bir bakmalıdır.
Siyasetin aynası da milletin vicdanıdır.
Türk milleti çok badireler atlatmıştır. Onun ferasetine ve sağduyusuna güvenmek gerekir.
Sorun varsa çözümünü de arayıp bulacaktır.
Bu konuyla ilgili kesin hükümlerle yargıya varmak millete saygısızlıktır.
Biz sadece naçizane fikrimizi söyleriz.
Son söz milletindir.
Nokta.
GÜNÜN SÖZÜ: “Sizden öncekileri mal sevgisi helak etti. Bu sevgi onlara akrabalarıyla ve dostlarıyla ilişkiyi kesmeyi emretti. Kestiler. Cimriliği emretti. Cimrileştiler. Günahı emretti. Girdiler. Zulmü emretti. Yaptılar. En sonunda da helak oldular.”
(Hadis)