Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında, “‘Yeter, söz de karar da gelecek de milletindir. 2023’te milletimizin desteğine talibiz” dedi. Bu cümle, iktidar tarafından değil, muhalefet tarafından söylenebilecek bir slogandır. Zira 14 Mayıs 1950’de DP, iktidarda bulunan CHP’yi bu sloganla yenmiştir. Erdoğan’a bu sloganı kim ya da kimler söyletmişse, bir iletişim hatası yapmıştır.
Sormazlar mı, 21 yıllık iktidarınız süresince söz kimdeydi? İşin gerçeği AKP, iktidarda kalmak adına her yol ve yöntemi kullanmaktadır. Siyaset bilimci Onur Alp Yılmaz’ın dediği gibi; “Muhtemelen seçim meydanlarında Menderes’in darağacındaki fotoğraflarını dahi göreceğiz.” Ne yaparlarsa yapsınlar, tarih tekerrür edecek ve millet; iktidara, “Yeter” diyecektir.
Demokrasi, kişilerin değil, “kurallar ve kurumların” rejimidir. Ülkemizde uygulanan parlamenter sistemin, “CB Hükümet Sistemi” gibi hiçbir yerde uygulanmayan bir tek adam sistemine dönüştürülmesi, sorunları çözülemeyecek hale getirmiştir. Çünkü yasama, yargı ve yürütme tek elde toplanınca erkler arasında denge bozulmuştur. Ülkenin yeniden ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e dönüşmesi için “millet ittifakı” adayının seçimi kazanması ve ülkenin ehil kadrolara bırakılması gerekir.
Türkiye tarihinde ilk defa bir seçimde, CHP ile “geleneksel değerlere bağlı geniş kitleleri” birleştiren bir ittifak oluşturulmuştur. Bu ittifakın 5 bileşeni; asker ve sivil seçkinlerden oluşan merkezi değil, çevreyi oluşturuyor. CHP lideri Kılıçdaroğluise parti içerisindeki ideolojik-ekipçi bir kadronun muhalefetine rağmen, CHP’yi geniş halk kitleleri ile buluşturma ve Millet İttifakı partilerini bir masada toplama başarısını gösterdi. Kısacası merkez AKP ve destekçileri olurken, CHP’nin ve İYİ Parti’nin yer aldığı Millet İttifakı çevreyi temsil eder hale geldi.
O zaman Erdoğan, seçim tarihi olarak neden14 Mayıs’ı işaret etti? Seçim tarihinin 14 Mayıs olarak seçilmesi, %70’i temsil eden sağ seçmen üzerinden bir hikâye kurgulanacağını gösteriyor. 2002’den beri AKP’liler; Adnan Menderes’in, Süleyman Demirel’in ve Turgut Özal’ın çizgisinde kendilerini görüyorlar. AKP’den kopanları ise milletin’ blokundan kopmuş olarak nitelendirip, taraftarlarına lanetletiyorlar!
Erdoğan seçim süreci boyunca; Menderes’i idama götüren askeri vesayeti kaldırdığını, milletin milli ve manevi değerlerine ve ülkenin bekasına sahip çıktığını, FETÖ ve PKK terör örgütleri ile mücadele ettiğini, var olan ekonomik sorunları da yine kendisinin çözeceğini iddia edecektir. Acaba bu söylemler, ne kadar doğru?
AKP, sivil ve asker seçkinler tarafından kabul gören bir Parti haline getirilmiştir. 3 (Y) ile iktidara gelen iktidar 3(Y) ile gidecektir. Ülkede ne yasaklar kalkmış ne yoksulluk bitmiş ne de yolsuzluk önlenebilmiştir. Bilakis katlanarak artmıştır. Devletin içinde yasadışı organize örgütleri ile işbirliği yapan ve cinayet işleyen organize çeteler türemiştir. Millet bunlara “dur” diyecektir. “Yeter söz de, karar da milletindir’ diyerek “Adnan Menderes‘in tek parti diktasını yıktığı 1950 seçimleri gibi” bu iktidar da ilk defa yenilgiyi tadacaktır.
AKP;DP karşıtı olarak düşündüğü CHP’yi, bu sloganla vuracağını düşündü. Lakin silah ters tepti! CHP; Genel Merkez binasına, ‘Yeter söz milletin’ ifadesi ile Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu‘nun yer aldığı bir afiş astı. Bu afiş tartışmaları da beraberinde getirdi. Bir kesim, CHP’nin kendisini yıkan slogana sahip çıkmasını “Yenilginin sloganı ile zafer olmaz” şeklinde sert sözlerle eleştirirken, Erdoğan CHP’yi taklitçilik ile suçladı.
CHP’nin “Yeter söz milletindir” sloganı ve işaretini kullanmasını son derece yerinde ve doğru bir karar olarak görüyorum. Bu slogan ve işaret DP’nin CHP iktidarını devirmesini sembolize ediyor” düşüncesi ideolojik bir saplantıdır. Bu slogan, baskıcı ve otoriter bir iktidara karşı Türk milletinin, “Yeter” demesini ve iktidara bir ders vermesini sembolize eder.
Türkiye’nin çok partili siyasi yaşamında, seçmen ile bütünleşen daha etkili “slogan“ ve unutulmayan başka bir“seçim afişi yoktur.”Dinlediğimiz büyüklerimiz; “Türkiye’nin dört bir yanını süslediğini… Dillere, gönüllere hitap ettiğini… “Yeter!Söz milletindir!” haykırışı ile yeri, göğü inlettiğini” söylüyor. Sonuç: DP %55 oy ile 416 milletvekili çıkarmıştır.
Köprünün altında çok sular akmıştır. Muhalefete uyan ve çok yakışan bu sloganın AKP’nin tekeline bırakılması, siyaseten büyük hata olur. Zira Ortada ne eski AK Parti ne de eski CHP vardır. Hatta bir kısım siyaset bilimcilerine göre yer değiştirmişlerdir. Belki de tarih tekerrür edecek, Millet İttifakı, %55 oy oranı ile seçimi kazanacaktır. Kim bilir?
1950-2023…Aradan tam 73 yıl geçmiş…”Afiş” hâlâ milletin gönlünde ve dilinde olduğuna ve partiler tarafından paylaşılamadığına göre mutlaka bir hikâyesi de vardır. Gelelim Hikâyesine: “Milli Eğitim Bakanlığı yerleşkesinde Bakan Hasan Ali Yücel ile Selçuk Milar konuşuyorlar… Yücel soruyor:
– Demokrat Parti’nin, “Yeter! Söz milletindir!”afişini siz yaptınız değil mi?
Milar yanıt veriyor:
– Evet efendim, altında imzam var.
– Sizi yürekten kutlarım. İnsanda hayranlık uyandıran çok üstün bir başarı.
– Teşekkür ederim. Özellikle sizin beğenmiş olmanız beni çok mutlu etti.
– Asıl sizden biz yararlanmak isterdik.
– Siz benden böyle bir hizmet isteseydiniz yapmazdım. Çünkü ben Türk milletinin demokrasi gerçeğini dinlemesini değil, yaşamasının hasreti içindeyim. O nedenle sizin iktidarı halkın oylarıyla kaybetmenizi ve muhalefetteki partinin iktidara gelmesini istiyorum.
– Peki, ama “Yeter!” sözü ile ne demek istiyorsunuz? Ne yeter?
– Muhalifleri destekleyen vatandaşlara yapılanlar yeter; her gün gazetelerde okuduğumuz tatsız olaylar yeter; devletin görevi olan hizmetlerin muhalefetteki vatandaşlardan esirgenmesi yeter.
– Bu afişi sizden kim istedi?
– Onu size kesinlikle söyleyemem Bakanım.
– Neden?
– Başlarına neler geleceğini bildiğim için.
İşte, o afişin hikâyesi…” (Kaynak: Necati Özkan’ın, “Seçim Kazandıran Kampanyalar” kitabı.)
Sonra ne olmuş dersiniz? Bir kamu görevlisi olan Selçuk Milar, yaklaşık 20 gün sonra Urfa’ya ‘jet’ tayin…
Sahi 20 yıldır iktidarda olan AKP, tek parti dönemindeki CHP’yi çağrıştırmıyor mu? Ülkeme güneş doğacak ve aydınlık yarınlar kısa zamanda gelecektir. “Geliyor Gelmekte Olan…”