AKP iktidarının 21. yılını geride bırakmak üzereyiz. Her seçim öncesi vaatler havada uçuşuyor ve çoğu gerçekleşmiyor. Hukuk ve demokrasi açısından dünya endekslerine göre çok gerilerdeyiz. Ekonomik durum ise herkesin malumu…” Dünyanın gelişmiş ve çağdaş olarak nitelenen hiçbir ülkesinde, böyle bir iktidar ayakta kalamaz.
“İktidarları kaynamayan tencere götürür” tezi de yok oldu.
AKP, bunu nasıl başarıyor?
CB Erdoğan Türk halkının psikolojik yapısını bilen ve ona göre strateji geliştiren bir lider. Yapılan yanlışlıklara bir sorumlu icat ederken, başarılı hizmetleri hemen sahipleniyor. Biliyor ki, AKP’nin varlık sebebi kendisidir. AKP’nin hiyerarşik ve kurumsal yapısı Erdoğan’a göre şekillenmiş durumda. Erdoğan olmazsa AKP diye parti de kalmayacak.
Seçim öncesi “Muhalefet, Erdoğan düşmanlığı ile bir yere varamaz. Halkın sorunlarını ve çözüm önerilerini ortaya koymak gerekir. Halkta güven sorunu var. KK adaylığı riskli.” diye defalarca yazdım.
Keşke haklı çıkmasaydım.
Erdoğan, parti içi muhalefeti kendisi yapıyor. Örneğin değişim ihtiyacını gördüğünde, “metal yorgunluğu” diyerek değişimin ve yenilenmenin sinyalini veriyor.
Kendisi ve ekibi hariç.
Yeri geldiğinde muhalefet yerine geçerek, ülkede görülen aksaklıkları eleştiriyor. Örneğin; Giresun’da yapılan mitingde son 21 yıldır iktidarda olmalarına rağmen düşük fındık fiyatları nedeniyle CHP’ye yükleniyor. Erdoğan, Millet İttifakı’nın fındık fiyatının 4 dolar olacağına dair vaadine “Ula bu kadar zaman neredeydiniz? Niye bugüne kadar vermediniz?” diyerek tepki gösteriyor.
CHP’yi iktidarda zanneden halk, bu sözleri sorgulamadan çılgınca alkışlıyor!
Muhalefetin elindeki kozları, bir muhalefet lideri gibi sahipleniyor. “Kamu alımlarında adil olunacağını ve mülakatın kaldırılacağını” vaat eden muhalefete karşı, “mülakatı kaldıracağız” diyebiliyor.
Seçim biteli neredeyse 3 ay oldu, mülakat kalktı mı?
Yine elindeki şişede özgürlükler, demokrasi, insan hakları, refah çıkacağını söyleyerek halkın oyuna talip oluyor. Lakin şişeyi açmadan önce oylar toplanıyor, seçim kazanılıyor. Tam özgürlük, demokrasi, insan hakları ve refahı şişeden çıkartacakken dış güçler devreye giriyor!
Halbuki dış güçler özgürlük, demokrasi, insan hakları ve hukuk vurgusu yapıyor. Ve Türkiye’yi eleştiriyor. Bunu kimse sorgulamıyor.
Emekliler gerçekten zor durumda…Memura yapılan zammın emeklilere de yansıtılması gerekirdi, yapılmadı. Erdoğan, Ocak ayını işaret ediyor.
Bir yazımda, “Kurt kışı geçirir, yediği ayazı unutmaz” atasözünü paylaştım. Ve emeklilerin yerel seçimde iktidardan hesap soracağını ima ettim. Lakin yorumlar, beklediğim gibi çıkmadı. “Erdoğan’ın şişeden emeklilere müjde çıkaracağını, seçim öncesinde bir parmak bal çalarak, emeklilerin gönlünü alacağını ve oyları kendisine yönelteceğini” ifade eden yorumlar geldi.
Belki haklılar! Bunu en iyi bilen de Erdoğan’dır. Sürekli seçim kazandığına göre…Bu arada yazımı bir alıntı hikâye ile noktalayalım.
“Bir işportacı…
İşportacının elinde bir şişe…
Şişede bir yılan…
İşportacı şişenin içindeki yılanın konuşabildiğini iddia ediyormuş…
‘’Şimdi bu şişenin kapağını açacam ve ona sorular soracaksınız. O cevap verecek’’ dedikten sonra ‘’Ancak şişeyi açmadan önce şu jiletlerden size hediye etmek istiyorum. Hediyesi 25 kuruş’’ diyormuş.
Çevresinde ağzı açık izleyenler, bir an önce yılana soru soracaklar ya; jiletler kapış kapış…
Adam bir yandan jilet satıyor, bir yandan da yavaş yavaş şişenin kapağını açıyormuş.
‘’İşte açıyorum.’’
O arada biraz daha jilet…
Ardından ‘’Evvett!…
Şişe açılıyor, yılan çıkacak, sizinle konuşacak.’’
Biraz daha jilet…
‘’İşte şişe açılıyor. Soruları hazırlayın!’’
Biraz daha jilet…
Ve tam şişe açılacakken, kalabalığın içinden bir ses:
‘’Zabıta… Zabıta geliyor.’’
Yılancı adam elindeki şişeyi yerdeki çantaya koyuyor.
Şapkasını tutarak, ardına bakmadan kaçıyor.
Bunu anlatan arkadaşım dedi ki:
‘’Bu nasıl bir denk geliş…?
Ben çok şanssızım. Adama kaç kez denk geldiysem hep şişeyi açacakken zabıta geldi.’’
Türk halkı uyanık olmadığı, söylenen ve vaat edilen konuları sorgulamadığı sürece o zabıta daha çok gelir. Ve yılanın konuşmasını çok bekler.’’
Yerel seçimler bunun bir göstergesi olacak! Özgürlük, demokrasi, insan hakları ve refah şişeden çıkacak mı? Yoksa her zaman olduğu gibi, yine zabıta mı gelecek?
Bekleyip görelim!