Çözüm süreci evresinde sürdürülen tüm politikalar iflas etti.
Buna HDP’nin yanlış söylem ve eylemleri mi neden oldu?
Yoksa izlenen yanlış politikalardan mı dönüldü?
Her ikisinde de doğruluk payı var.
HDP, PKK ve terörle arasına bir mesafe koyamadı. Üstelik devlete şantaj yapmaktan, hakaret etmekten, kin kusmaktan asla vazgeçmediler.
Sırtlarını birlikte yaşadıkları millete değil, PKK’ya, YPG’ ye ve PYD’ ye dayadılar.
Küresel güçlerin, yabancı istihbarat örgütlerinin ve Kandil’in oyuncağı oldular.
PKK´lı katillerle sarmaş dolaş fotoğraflar çektirdiler.
Dış basına Türkiye aleyhine demeçler verdiler, on binlerce vatan evladını şehit eden PKK´yı “demokrasi ve eşitlik örgütü” olarak gösterdiler.
“PKK´nın yaptığı eylemler terör eylemleri değildir, silahlı mücadeledir” dediler.
Bir gün bile PKK´nın yaptığı bir eylemi kınamadılar.
Öldürülen PKK’lı militanlar için kurulan, Abdullah Öcalan posterli taziye çadırları altında basın toplantıları yaptılar, devlete hakaretler ettiler.
Belediyelerden PKK´ya ve yan örgütlerine kaynak aktardılar.
Belediyelerin araçlarıyla hendekler kazdılar.
Dokunulmazlıkları kalktığı halde, savcıların davetine gitmeyeceklerini açıklayarak, yargıyı tehdit ettiler.
“Birlikte yaşama” iradesine uygun davranmadılar.
Ve beklenen oldu.
Tutuklandılar…
Türkiye açısından iyi mi oldu?
Tartışılır…
“Devlet neden bu kadar gecikti?” diyen de var,
Olayı demokrasi ayıbı gören de.
Batı ülkelerinde HDP milletvekillerinin tutuklanmasını protesto eden edene…
İnsan hakları kuruluşlarından bildiri üstüne bildiri…
Avrupa Parlamentosu üyeleri her nedense oldukça endişeli…
İyi tamam, anladık.
Seçilmiş milletvekillerinin polis tarafından gözaltına alınması ve akabinde tutuklanması demokrasilerde alışık olunan bir durum değil.
Doğru olan tutuksuz yargılanmaları…
Peki, Ey Batı!
Siz bu HDP’ ye hiç demokrasinin evrensel değerlerini öğretmediniz mi?
Çok sık görüşüyorsunuz ya…
“Teröre destek vermeyin, yaşadığınız devletinizi aşağılamayın, terör örgütü olarak tanınan PKK´nın propagandasını yapmayın”
Niye demediniz?
Bu gibi suçların sizin ülkenizde hukukî bir müeyyidesi yok mudur?
Adalet er ya da geç tecelli eder.
Devlet de gereğini yapar.
HDP´li vekillerin tutuklanması halkın vicdanını rahatlatmıştır.
“Devlet gücünü nihayet gösterdi”
“TBMM çatısı altında, milletvekilliği ayrıcalıklarıyla yaşayıp, terör örgütü PKK’nın sözcülüğünü yapamazlar. İyi oldu” diyenler çoğunlukta…
Keşke, PKK ve terörle ilişkilerini kesmiş olsalardı.
O zaman yargının değil siyasetin konusu olacaklardı.
Türkiye partisi olma fırsatını kaçırdılar.
Hem de Türk solunun desteğini almalarına rağmen…
“Kendi düşen ağlamaz.”
HDP’nin bu denli şımarmasında devletin payı yok mudur?
Tabi ki var.
Barış umuduyla Habur’da gösterilen devlet zafiyeti…
Öcalan’ın mesajının Diyarbakır meydanında okunması…
Devlet desteğinde, HDP milletvekillerinin İmralı ziyaretleri…
“Öcalan dünyayı iyi okuyor” güzellemeleri ve Oslo görüşmeleri…
İktidar ve HDP yetkililerinin Dolmabahçe´de verdiği barış pozları…
“Barış havası bozulur “endişesi ile “operasyon yapmayın” talimatları…
PKK´yı “düz ovaya indirip” HDP kanalı ile siyaset yapmasının önünün açılması, böylece terörü bitirme düşüncesi…
Ters tepmiştir.
“Dağdaki teröristi bağdakiler değil, bağdakileri dağdakiler yönetmiş ve yönetmektedir.”
Çok söylendi. “Eşkıya ile pazarlık olmaz.”
Neyse ki yanlıştan dönüldü.
“ Zararın neresinde dönülürse kardır.”
Seçilmiş olmak vatana ihanet etmenin ve teröre destek olmanın gerekçesi olamaz.
Unutmamak gerekir ki, Hukuk devletinde kimseye suç işleme özgürlüğü tanınmamaktadır.
Ya terör örgütü mensubu olacaksınız ya da milletin vekili!
Bilmem anlatabildim mi?