Türkiye’de deniz kıyılarının oteller, tatil köyleri ve beach işletmeleri tarafından işgal edildiği sürekli tartışılır.
Antalya’da durum farklı değil.
Birçok otel, kıyı şeritlerini kapatıp sadece kendi müşterilerinin kullanımına izin veriyor.
Ailece gidip para ödemeden rahat bir şekilde denize girecek halka açık plaj sayıları çok az.
Deniz kıyıları halkın değil mi?
“Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır.”
“Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup buralarda hiçbir yapı yapılamaz.”
Bunu ben demiyorum, yasa böyle diyor.
Dinleyen, uygulayan var mı? O, tartışılır.
Bunlardan biri de Konyaaltı Plajı…
Bir halk plajı olarak dünyaca ünlüdür.
Konyaaltı Plajına hareketlilik kazandırmak, kentin cazibe merkezi haline getirmek amacıyla bir proje yapıldı.
Antalya Konyaaltı Sahil Projesi…
Bu proje kapsamında birçok tesis yapıldı ve işletmeye açıldı.
Bu kente bir çivi çakana minnettar oluruz.
Önemli bir bütçeyle Antalya Büyükşehir Belediyesince yaptırılan ve özel işletmelere açılan bu tesislerin halka güven vermesi gerekir.
Acaba durum öyle mi?
Eve yakın olduğu için Sea Life otelinin önünde deniz mevsimini açalım düşüncesiyle, eşimle sabah 06 da plaja gittik.
Tudors Beach yazan yerin önünde, gardiyan kılıklı bir adam, kıyıda yürüyüş yapmak isteyen vatandaşlara bağırıp çağırıyor.
Kıyıda geçişleri engelliyor.
“Yassah hemşerim… Özel işletmenin önünde geçemezsiniz.”
İnat bu ya…
Gittim, sezlonglar geçişi engellesin diye iyice öne çekilen deniz kıyısına eşyalarımı koydum.
Tam denize girecekken, adam başımda bitti.
“Burada denize giremezsin.”
Niye?
“Burayı biz kiraladık, vergi veriyoruz, kira ödüyoruz.”
İyi de senin işletmenden yararlanmıyoruz, şezlonglarını kullanmıyoruz, sadece 1 saat denize girip gideceğiz.
Kıyıları ve denizi de kiraladın mı?
Deli Dumrul musun sen?
Adam başladı söylenmeye, bağırıp çağırmaya…
Baktım olmayacak, kendimi tanıttım, kıyılara müdahale edemeyeceklerini izaha çalıştım.
Orada olan bazı vatandaşlar da destek verdi.
Adam tam gaz…
Bir vatan haini olmadığımız kaldı, kırık Türkçesi ile veryansın etmeye devam etti.
Sanki Antalya’yı o kurtarıyor.
Sahi bu tip adamları çok mu aradınız?
Vatandaşı bunların kucağına kim ya da kimler attı.
Otelleri, tatil köylerini anladık da, halka açık plajlarda yaşanan olaylar hiç de hoş değil.
Kira ya da vergi ödenmesi, kıyıları işgal hakkını vermez.
Çünkü denizler ve kıyılar devletin malıdır.
En sosyetik bölgelerden biri olan Cannes’dan, en güzel plajların olduğu Rio de Janeiro’ya dünyanın hemen hemen her ülkesinde en güzel sahiller halka açıktır.
Geceliği 3-5 bin Euro’ya otelde kalan da, günü birlik yüzmeye gelen orta direk bir insan da aynı plajda güneşlenir.
Ayrım yapmak yok, halk plajı böyle olur.
Sayın Menderes Türel bu konuya eğilmeli, bu sorunu çözmelidir.
Aksi halde, Konyaaltı Plajı halk plajı olmaktan çıkar.
Bizden söylemesi.