İlk bölümü 23 Kasım 2021 tarihinde yayımlanan, Bozdağ Film imzalı, DESTAN dizini baştan itibaren heyecan ve zevkle izliyorum. Dizi Türk yapımı olup, tarih ve kurgu türünde… Tarihsel gerçeklikten ziyade bazı destanlardan esinlenip kurgusal olarak oluşturulduğu anlaşılıyor.
Türkler ‘in İslamiyet’i kabul etmesinden önce 8. yüzyılda geçen bir hikâye; Destan’ın ana konusunu oluşturmaktadır. Dizide savaş ve destansı bir aşk teması önde. Dizide Şamanizm ile Türklerin siyasi, sosyal ve kültürel yaşantılarından esintiler var.
En fazla göze çarpan ise kılıç ve bıçak saplarında görülen BOZKURT işareti. Çift Başlı Kurt” figürleri… Dizi, Orta Asya’nın çetin bozkırlarında Gök Kağanı ile diğer Türk boylarının birbirleri ile olan savaşlarını, Çinlilerin uzmanlık alanı olan ayak oyunlarını, Türkü Türk’e nasıl kırdırdıklarını ve içerideki hain yapıların planlarını gözler önüne seriyor.
Velhasıl güzel bir film. Kurulan tüm Türk devletlerinin dışarıdan bir saldırı ile değil de hep içeriden karışıklık çıkararak yerli işbirlikçiler eliyle yıkıldıklarını göstermesi açısından da bir o kadar anlamlı.
Her milletin kendine göre destanı veya destanları vardır. Bizim de Bozkurt ve Ergenekon Destanıen çok bilinenlerdendir. Bozkurt Destanı; Göktürkler ‘in bir düşman baskınıyla kırıldıktan sonra, baskında sağ kalan tek gençle bir dişi bozkurttan Ergenekon Ovası’nda yeniden türediklerini anlatır. Ergenekon Destanı ise, Ergenekon Ovası’nda yurtlarına dönen Türklerin güçlenmesini, yayılış ve büyüyüş dönemlerini anlatmıştır.
Bozkurt’un erkeğine BÖRTEÇİNE, Türklerin Ergenekon’dan çıkmalarına öncülük eden dişi kurdun İsmine de ASENA denir. Büyük Türk Düşünürü Ziya Gökalp, Ergenekon ismini verdiği şiirinde:
“Börteçine kurdun adı/Ergenekon yurdun adı/Dört yüz sene durdun, hadi/Çık, ey yüz bin mızrağımız!
Kırım, Kazan heder oldu/Tuna Kafkas beter oldu/Türkistan’da neler oldu/ İşitmedi kulağımız!” dizelerini yazmıştır.
Asena ismi ise Türklerin kızlarına verdiği isimlerden birisidir ve şarkılara konu olmuştur. “Kızımız devlet kursun oğlumuz ordu olsun/ Öyle bir nesil ver ki Türk yurdu turan olsun/Vur beni sözlerinle yak beni sözlerinle/Canım koydum yoluna sık bir kurşun Asena.”
Eski Türk tarihinde kutsiyeti olan en önemli sembol bozkurttur. Bozkurt işareti, “İslamiyet öncesi Göktürk döneminde ve diğer Türk devletlerinde, Türk hakanlarının zafer işareti olarak kullanılmıştır. Bozkurt, bugün Türk milliyetçiliğinin de sembolüdür.
Siyasal İslamcılar, Müslümanlıktan önceki tarihi yok saydıkları için,bakmayın siz zorda kaldıkları zaman bozkurt işareti yapmalarına, özünde bozkurt ambleminden pek hoşnut olmazlar.
Kurtuluş savaşı yıllarında Atatürk, silâh arkadaşları ile sohbet ederken konu yeni devletin kuruluşuna gelir. “İşte bu sırada Atatürk(mealen): “Arkadaşlar! Yakın zamanda yeni bir devlet kuracağız. Bu devlete bir gök bayrak gerek. Ama bu bayrağın üzerinde “ön yüzden bir Bozkurt başı olsun’” der.
Bu sözü üzerine birden şaşkınlık geçiren arkadaşları, halkın Ay-yıldızlı bayrağa alıştıklarını ve bunun halk üzerinde de etkili olduğu görüşünü dile getirirler. Ve bu görüş orda kalır. Ancak Atatürk’ün içindeki bu özlem sönmez.” O nedenle Atatürk, harf devriminden önce 1927 yılında Bozkurtlu paraları bastırtır. Türklüğün simgelerinden olan ay yıldız motifinin üzerine bozkurt resmi olanilk basılan kâğıt para5 liradır.
Ayrıca Atatürk, bozkurtlu pullar ve bozkurt markalı sigara yanında Kahramanmaraş’ta, 1936 yılında, “Bayrak Tutan Bozkurt Anıtı” yapılması talimatını vermiştir.
Atatürk, Türk milliyetçiliğini ve Türklüğü son derece önemsemiş ve Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan “Bozkurt” motifini de hayatında hep öne çıkarmaya çalışmıştır. Bunun için yabancılar Atatürk’e, “Mavi Gözlü Bozkurt” lakabını takmıştır.
Atatürk, 1919 yılında esir edilmek istenen kutlu budununu hapsolduğu dağın ardından yeniden çıkartan bir Bozkurt’tur.
Gök bayrak
Türkçü, Turancı kimliği ile bilinen Hüseyin Nihal Atsız,“Bozkurtlar Diriliyor” isimli romanı Türk gençleri arasında büyük yankı bulmuş, Kürşad‘ın ölümünden sonra Göktürk Kağanlığının kuruluşu ve Dokuz Oğuzların Çinli Tang Hanedanı ile yaşanmış mücadeleleri hafızalarda yerini almıştır.“Dokuz (Tokuz) Oğuz adına kaynaklarda ilk defa Orhon yazıtlarında rastlanır. Bu tabir, “dokuz boydan meydana gelen Oğuzlar” anlamını taşır. Dokuz oğuzlar Göktürklere yenilene kadar doğu Türk âleminin en kuvvetli kavmi (budun) olarak biliniyordu.
Başlangıçta “Türkçü ve Turancı”, sonradan “Türk-İslam Ülkücüleri” olarak tanınan ülkücü hareketin sembolü de bozkurttur.
Soğuk Savaş’ın tüm gücüyle dünyaya hâkim olduğu yıllarda, NATO bünyesinde görev yapan Alparslan Türkeş; Sovyet tehdidi ve “komünizm tehlikesi” konusunda çok duyarlıydı.
Türkeş, “Türk milliyetçisi” ya da “Türkçü” kavramları ile yetinmeyerek, yeni bir tanımlamaya ihtiyaç duymuş; aklındaki hiyerarşik ve disiplinli, “ideal dava adamı” tipini, ülkücü olarak tanımlamıştır.Türkeş’e göre ülkücü, mutlaka anti-komünist olmalı ve komünizm tehlikesi ile mücadeleyi temel hedeflerinden birisi olarak kabul etmeliydi. Zira vatansever olmanın en önemli koşulu, hatta başta geleni anti-komünist olmaktı.
“Kafkaslardan aşacağız/Türklüğe şan katacağız/Türk’ün şanlı bayrağını/Turan ele asacağız.”
Bozkurtlar dirilmişti!
Ebulfeyz Elçibey’in Azerbaycan’da düzenlediği bir mitingde, Alparslan Türkeş’iBozkurt” işaretiyle selamlaması ardından bu efsane sembol, Ülkücüler tarafından da benimsenmiş ve kullanılmıştır. Alparslan Türkeş bozkurt işaretinin anlamını şu sözlerle anlatır: “Serçe parmak Türk’tür, şu işaret parmağı da İslam’dır. Şu Bozkurt işareti yaptığımız işaretin arada kalan boşluk ise cihandır. Son olarak kalan 3 parmağın birleştiği nokta ise mühürdür. Türk İslam Mührünü Dünyaya vuracağız…” demiştir.
Tekrar etmek gerekirse, Bozkurt bir partinin ya da bir gurubun değil, kendisini Türk hisseden ve ben Türküm diyen herkesin milli bir sembolüdür. Zira
Türk dünyasında nereye giderseniz gidin, bir “Bozkurt” size eşlik edecektir.
Vatan sevdalısı Ülkücüleri ve bazı ülkücülerin, “vatan bayrak devlet” denerek nasıl kandırıldıklarını haftaya yazacağım.