“Bozkurtların Dirilişi” başlıklı yazım okuyucularından büyük ilgi gördü. Onlardan gelen ek bilgiler ve istekler doğrultusunda değinmediğim bazı konulara da yer vererek devamı niteliğinde bu yazıyı yayımlamayı tercih ettim.
Her devlet bir hayvanı sembol olarak kabul ederken, Türkler de Bozkurdu tercih etmiştir. Tarihi şan ve şerefle dolu kendi milletimiz ve kendi sembolümüz dururken…Başkalarına hayranlık beslemek, yani Arap seviciliği ya da emperyalist devletlerin goygoyculuğunu yapmak sağlıklı bir beynin ürünü olamaz!
Bütün topluluklar kullandıkları birtakım sembol ve simgelerle kendilerini ifade ederler. Kullandıkları bu simge ve semboller o toplumun karakteristik özelliklerini, etnik ve kültürel yapılarını ve hayata bakışlarını gösterir. Bir başka ifadeyle, her hayvanın diğerinden üstün olan özellikleri vardır. Bu nedenle milletler de kendi özelliklerine yakın hayvanları sembol haline getirmiştir. Örneğin; Ayılar kürklerinin kalın olması nedeniyle soğuğa dayanıklı ve güçlü hayvanlardır. Soğuk iklimde yaşayan Ruslar Ayıyı tercih etmiştir. Kartal;kuşların kralıdır vekeskin gözleriyle ileriye görme kabiliyeti olan; disiplini, kararlı ve savaşçı ve güçlüdür. Bu özelliği ile tarihte birçok imparatorun simgesi haline gelmiştir. Almanlar da kendilerini böyle gördüklerindenkartalı, sembol haline getirmişlerdir.
Hintlilerin inançlarına göre inek; kâinatın anası olan Tanrıçanın sembolüdür. Bu nedenle İneklere karşı olan sevgi, uğurlu ve kutsaldır. Hintlilerin sembolü de inektir. Aslan; Asaleti ve gücü bir arada temsil eden ve ormanın kralı olarak kabul gören bir hayvandır. Kendilerini dünyanın kralı olarak gören İngilizler aslanı tercih etmişlerdir.
İspanya’da boğaların güreştirildiği, “San Fermin Festivali” çok ünlüdür. Eğlence ve yarışma esaslı bu güreşlerde, matador adı verilen bir insan, boğayı yorarak öldürür. Dünyaca tanınmış bu oyunları sebebiyle ispanyanın sembolü boğa olmuştur.Yahudiler, kurnazlık ve ticari zekâsı sebebiyle tilki gibi kurnazdır. Bu yüzden tilki, Yahudi devletinin sembolü haline gelmiştir.
Bozkurt ile Türkler arasındaki karakteristik özellikler var mı? Türkler niçin başka bir hayvanı değil de Bozkurt sembolünü kendisine simge seçmiştir? Bu soruya cevap bulabilmek için Önce Bozkurt’un özelliği ile Türkün karakteristik özelliklerinin ve aralarındaki bağı iyi bilmek gerekir.
- Bozkurtlar, Türkler gibi ataerkil bir yapıdadır. Yani ataya bağlıdır veTürkler gibi birlik halinde bir yaşam sürerler.
- Bozkurtlar hiyerarşik bir düzen içerisinde yaşarlar. Bozkurt topluluğunun, Türk ailesindeki gibi bir lideri vardır ve topluluk o liderin buyruğundan çıkmaz.
- Savaş biçimleri olarak benzerlik gösterirler. Bozkurt topluluğu sağdan ve soldan giden öncüler, sonrasında da göbekten gelen ana kuvvetle saldırırlar, Türkler ’deki Hilal taktiği buradan gelir.
- Bozkurt yiyeceği kadar avlanır. Karda yürüyen 40 bireylik bir topluluğu takip eden biri sadece 5-6 ayak izi görebilir.Çünkü topluluk önde giden öncü Bozkurt’un ayak izlerine basarak ilerler.
- Bozkurtlar, Türklerde olduğu gibi özgürlüklerine düşkünlerdir. Bu nedenle yer yüzünde evcilleştirilememiş tek hayvan, orta Asya bozkurdudur. Bozkurdu boynuna tasma takıp, bir yere kapatırsanız intihar eder.
- Tüm hayvanlarda bir yavrunun annesi ya da babası ölürse yavru da ölür.Fakat Bozkurtlarda topluluk hiyerarşisi buna izin vermez, yavrunun hem annesi hem de babası ölse dahi yavru hayatta kalır. Bozkurt; yavrusu olan bir hayvana asla saldırmaz, leş eti yemez.
- Bozkurtlar, yaşadıkları coğrafyada kara kurtlarla birlikte yaşarlar. Lakindişisi bir kara kurtla asla çiftleşmez.Bozkurt karakurt sürüsüne lider olur ama bir karakurdu asla lider kabul etmez. Bozkurt yaşamında tek eş seçer ve ölmeden bir başka eş aramaz.
Her kurt Türklerin sembolü olan “Bozkurt” değildir. Türklerin sembolü,gök yeleli bozkurttur; yani tüyü gök renginde olan, “GÖKBÖRÜ…” Bu kurt türü sadece Orta Asya dolaylarında yaşamaktadır. Türk efsane destanlarına göre; Gökbörü, yüz yılda bir ya da iki kez ortaya çıkan, yol gösterici mavi kurttur.
“Başlangıçta Türkçü ve Turancı görüşlere yakınlığı nedeni ile Ülkücüler tarafından benimsendi diye, milli sembolümüz Bozkurt’u yok saymak veya uzak durmak Türklüğün inkârı anlamı gelir. Ayrıca milli bir sembolü, bir parti yada gurubun tekeline bırakmak ise “Türklüğün mana ve ehemmiyetini daraltmak” anlamı taşır.
“Lider-Teşkilat- Doktrin” esasına göre, 1970-1980 yılları arasında “komünizme karşı, mücadele” için hiyerarşik bir şekilde örgütlenen… Kendilerini “Türkiye’nin Bozkurtları “olarak tanımlayan bir hareketi, Ülkücüleri haftaya yazacağım.
1980 sonrası dönüşüm, bölünme ve iç çatışmalar… İlginç olacak!
Gerçek Bir Hikâye…
“7 kişilik bir avcı ekibi 2 de rehberleri var. Av sırasında bir Bozkurt topluluğuyla karşılaşıyorlar. Bu kurt türünden her yerde olmadığı için hepsini avlayıp doldurmak istiyorlar. Avcıları fark eden topluluk, lider Bozkurt eşliğinde ormana giriyor. Tüm topluluk ormana girince içlerinden üçünün geri geldiğini görüyor avcılar. Sanki vurulmayı bekliyormuşçasına oracıkta öylece duruyorlar. Tabi ayıya bile kafa tutabilen güçlü çeneleri Av tüfeklerine karşı yetersiz kalıyor ve üçü de vuruluyor.
Topluluğu kaçırmak istemeyen avcılar Rehberlerin;” Ormanın bu bölümü çok sık ve dik yamaçlıdır” uyarısına rağmen, topluluğun peşinden ormana giriyor.
Avcılardan birini sokan bir yılan yüzünden av yarıda kalıyor ve dönmek zorunda kalıyorlar. Topluluğa ulaşamıyorlar yani.
Dönüşte vurdukları 3 Kurdu almaya geldiklerinde… Kitabın yazarı ölene kadar unutamayacağını söylediği bir manzarayla karşılaşıyor. Kurtlardan biri ölmüş, birisi ise ölmek üzere ve acı çekiyor. Sonuncu kurtsa kaburgasıyla kalça kemiği arasındaki bölgeden yara almış, ayakta durmakta zorluk çekmesine rağmen ölen kurdu yemeye gelen 4 karakurda kafa tutuyor. 4 karakurt ise yaralı Bozkurt yüzünden ölü Bozkurt’a yaklaşamıyor.
Avcıları gören karakurtlar hemen kaçıyor. Onların uzaklaştığını gören Bozkurt, ağır yaralı olan ve acı çeken diğer Bozkurt’un boğazını ısırıyor ve öldürüyor onu.
Sonra da kendi düşüp ölüyor. Ölen ilk Bozkurt’un da boğazındaki diş izlerini fark edince, daha fazla acı çekmemesi için arkadaşı tarafından öldürüldüğüne kanaat getiriyorlar.
Üzerlerine doğrulmuş namludan korkmayan Bozkurtlar ve diğer gördükleri avcıda hayranlık uyandırıyor. Kurtları doldurmak yerine gömmeyi daha uygun buluyor. Gömme işlemi bittikten sonra yerdeki kanlara dakikalarca bakıyor.
Altın kaplama bıçağıyla koluna bir kesik atıyor ve Bozkurtların mezarı yanındaki karlara kendi kanıyla tek bir kelime yazıyor.
“SORRY (üzgünüm!)”
Bozkurt ve Karakurt