Ülkelerin yönetiminde yerel yönetimler çok önemlidir.
Özellikle demokratik sistemin iyi işlediği ülkelerde yönetimin temeli ve demokrasinin okulu kabul edilirler.
Zira yönetime katılım ve temsilin sağlanması büyük oranda yerel yönetimlerde gerçekleşmektedir.
Yerel yönetimler, halkın taleplerini dinleme ve hayata geçirme imkânına sahip bulunmaktadır.
Yerel kalkınma ve sosyal sorumluluk projeleri halkın görüşü alınarak halkın ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanırsa destek bulur.
Bir kişinin ya da bir ekibin kararı, halkın kararından daha etkili olamaz.
Ahbap çavuş ilişkileri, abicim abicim tavırları, herkese mavi boncuk dağıtarak devesa projeler yürütülemez.
Onca emek ve kaynak boşa gider.
Büyük projeler deneyim ve uzmanlık ister. Bu nedenle yapılan çalışma öncesi akademisyenlerin, STK’ların ve halkın görüşlerini almakta fayda vardır.
Bunun için ufuk ve vizyon gerekli.
Küçük belde anlayışı ve şark kurnazlığıyla işlerin yürütüleceğine inananlar yanılır.
Halk hizmet bekliyor.
Ne hamasi nutuklar ne de göstermelik makyajlı işler halkı tatmin etmez.
Zamanı gelince gereğini yapar.
İşim gereği çeşitli illere seyahat yapıyorum.
Bazı yerlerde başkanlar güzel işlere imza atarken, bazı ilçe ve kentler dökülüyor.
İşi ehine vermek bunun için önemli.
Siyaseten yapılan tercihlerin yanlışlığını halk çekiyor.
Genel yönetimin muhalif belediyelere gerekli desteği vermediği söyleniyor.
Doğrudur.
Lakin, yerel yönetimlerin elinde onca imkan varken, çeşitli bahanelere sığınmak da acizliğin ifadesi.
Kaynak yaratmak belediye başkanlarının görevi.
“At binenin kılıç kuşananın.”
Yerel otoriteyi belediye başkanları temsil eder.
Bunu başaran hükümete muhalif belediye başkanları var.
Hazırladıkları projeler, genel yönetime hatta uluslararası düzeyde ilham kaynağı oluyor.
İsveç’in kuzeyindeki 6 bin nüfuslu Overtornea kasabasında arıcılık, balıkçılık, hayvancılık ve eko-turizm gibi konularda belediyenin öncülüğünde hazırlanan projeler tüm dünyada örnek gösterilmektedir.
“Hükümet para vermiyor” diye ağlamıyorlar.
Yerel kalkınma projelerini ve bölge insanları için geçim kaynağı sağlanmasını tüm dünya ilgi ile izliyor.
Bu projelerde yerel STK’lar oldukça aktif.
Yerel olmanın hesap edilemeyen bir gücü vardır.
Bu halkın kollektif gücüdür.
Bazı yerlerde doğa katliamına neden olabilecek yerli ve yabancı yatırımlara yerel halkın kararlı direnişi ile son verilmiştir.
Sorun, bu gücü harekete geçirebilecek güçlü insanların yerel yönetimlere getirilememesidir.
Siyasi partiler kimi aday gösterirse o seçilmektedir.
Perde arkasında dönen dolaplar, akçeli ilişkiler, kulis ve kişisel hesaplar halkın görüş hedefinin dışında kalmaktadır.
Çağdaş demokratik ülkelerde belediye başkan adayı ile birlikte ekibi ve projeleri de önceden bilinmektedir.
Millet ona göre seçimini yapmaktadır.
Ya bizde?
“Seçildikten sonra düşünürüz.”
Dostlar Meclisi’nin bir toplantısına katılan CHP adayı Muhittin Böcek’e sormuştum.
Antalya milletvekili Hasan Subaşı da oradaydı.
“Antalya için hangi projeleriniz var, bu projeleri uygulayacak deneyimli ve ehil ekibi oluşturdunuz mu?”
Bu soruya isim bazında cevap alamadım.
Ekibi belli değildi.
Sonradan ekibi belli oldu, Konyaaltı Belediyesi’nde birlikte çalıştığı eski arkadaşları ve Menderes Türel ile çalışan bazı AK Partili isimler.
İyi Parti kontenjanından getirdiği isimler ise hala İyi Parti’de bile tartışılıyor.
Aslında isimler önemli değil.
Önemli olan, doğru kişinin doğru yere atanması ve atandığı işin ehli olmasıdır.
“Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.”
Seçilen başkan istediği kadro ile çalışır, bu onun taktiridir.
Eyvallah.
Bizi ilgilendiren yerel projeler ve hizmetlerdir.
Önceden bu görevlere hazırlıklı gelinmesi ve ufku geniş uzman kadrolar ile çalışılması halinde başarı yakalanabilir.
Bunu bilir, bunu söyleriz.
Büyükşehir başarılı mı?
ORC Araştırma Şirketi: ‘Yerel Yönetimler Performans Araştırması’nda Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, yüzde 61.4 oranıyla en başarılı Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.”
İnandık mı? Kocaman bir “hayır”
Türkiye’de anket şirketlerinin durumu ortada.
“Parayı veren düdüğü çalar.”
Bu bilinmeyen bir şey değil.
Onca anket şirketi ve medya iktidarın borazanlığını babasının hayrına mı yapıyor? “Duygusal ilişkiler bunlar…”
Doğru olanı sokağın sesidir. Sokakta sesler yükselmekte, homurtular başlamaktadır.
Muhittin bey, iyi bir siyasetçidir, kendisini tanır ve severim.
Başarılı olmasını da isterim.
Ne yapayım, “Doğrucu Davut” yapım var.
“Kral Çıplak.”
Menderes Türel’in yaptığı hatalara o da düşüyor.
Ya kendisini kandırıyorlar ya da dar bir kadro ile çalışıyor.
Halkın sesi hakkın sesidir.
“Bu sese kulak ver başkan.”
Ulaşım, sağlıklı kentleşme, çevre kirliliği gibi dağ sorunlar var. Tarım ve Turizm ise sıkıntıda.
Sanayici darda.
Halk geçim sıkıntısı içerisinde hükümetten ve belediyeden medet bekliyor.
Uyuşturucu kullanımı, almış başını gidiyor. Belediyenin bir çalışması var mı?
Bilmek istiyoruz, cahilliğimize verin.
Belediyecilik sadece yol, kavşak ya da park yapmak değildir. Dükkan açmak hiç değildir.
Sosyal sorumluluk ve yerel kalkınma projeleri vakit geçirilmeden uygulamaya konulmalı, halkı mutlu edecek adımlar atılmalıdır.
“Kentin stratejik planı…”
Mutlaka hayata geçirilmeli ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
Bekliyoruz.
“Dost acı söyler.”