Son zamanlarda magandaların neden olduğu şiddet olaylarına tanık oluyoruz.
“Düğün magandası küçük çocuğu öldürdü.”
“Magandalar yüzünden gözünü kaybedebilir.”
“Trafik magandaları dehşet saçtı! Hamile doktoru sırtından vurdular.”
“Mersin’de kadın gazeteciye maganda şiddeti…”
“Şehir magandalarından beysbol sopalı saldırı”
“Minik Zeynep, doğum gününde maganda kurşunuyla öldü.”
“Trafik magandaları önünü kestikleri belediye otobüsüne kurşun yağdırdı.”
Gazete başlıkları böyle…
Geçenlerde haberlerde izledim. Magandalar asker uğurlamasında yine silahlarını ateşledi…
“Çek, çek, herkes beni tanısın.”
Şımarık hareketler ve şuursuz konuşmalar…
Ne kadar haddini ve hududunu bilmez bir görüntü…
Kimdir bu magandalar?
Sözlük tanımlarına göre; görgüsüz, kaba, anlayışsız, terbiyesiz ve uyumsuz kimseler…
Bu tip insanlara toplumun her kesiminden rastlanır hale geldi.
Ve her yerde…
Sokakta…
Maçta…
Toplantılarda…
Özellikle düğünlerde…
Hatta evin içinde…
Şiddete meyilli, yakmaya yıkmaya, vurmaya kırmaya hevesli, adam öldürmeye yatkın…
Her an patlamaya hazır, fitili çekilmiş bomba gibiler.
Ne hoşgörüleri var, ne de insanlıkları…
Bulaşmaya gör.
Hiç yere ya malından olursun ya da canından.
Ne yapacağız o zaman?
Meydanı onlara bırakıp, susacak mıyız?
Ya da toplum olarak gerekli tepkimizi mi koyacağız?
Yasalar caydırıcı olmalı…
Güvenlik güçleri bunlara göz açtırmamalı…
Toplum da gerekli duyarlılığını ortaya koymalıdır.
Hele basın…
Atacağı manşetlerde son derece dikkatli olmalı…
Gençleri şiddete özendirici görüntü ve söylemlerden uzak durmalıdır.
Ülkemizde bir futbol maçında ki görüntüler…
Meşaleler nedeniyle görüş alanının azalması…
Sahaya bıçak fırlatılması…
Kamu malına zarar verilmesi…
Spora yakışmayan ne varsa o maçta vardı.
Taraftarların sahaya inişi tam bir facia gibiydi.
Bu çirkin hareketler ne töremizde var ne de geleneklerimizde…
Hele ellerine tabanca dâhil her çeşit kesici silahı almış 30 kadar gencin, Rambo gibi objektiflere poz vermesi, işi çığırından çıkarmış.
Görüntüler maç öncesi mi sonrası mı bilmiyorum.
Ne fark eder.
“Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol, hoşgörüde deniz gibi ol, cömertlikte ırmak gibi ol…” diyen Mevlana’nın ruhu sızladı.
Öfke ve gerilim toplumu olduk.
Yeter ki birisi kıvılcımı çaksın.
Olmuyor, yakışmıyor.
Devlet; bir an önce bu konuya ilişkin yasaları yeniden düzenlemeli, cezaları artırarak bu kovboy özentilerine fırsat tanımamalıdır.