Organize İşler!(İkinci Bölüm)
Nisan ayında İstanbul merkezli birçok ilde, Sedat Peker’in de aralarında bulunduğu 63 kişiye yönelik “organize suç örgütü” operasyonu başlatıldı. Ve onlarca şüpheli gözaltına alındı. Yurtdışında olduğu tespit edilen Peker hakkında ise kırmızı bülten talep edildi.
Bildiğimiz kadarı ile Sedat Peker, mevcut iktidar ile iyi ilişkiler içerisindeydi. Bu nedenle AK Parti camiası kendisine sempati duyuyor, toplantılarda partililer kendisi ile resim çektirmek için yarışıyordu.
Seçimde Rize’de “Teröre lanet mitingi” adı altında mitingler düzenleyerek Erdoğan’a oy istemişti. Korunması için polis bile görevlendirilmişti. Polislik mesleğinde 43 yıl üzerinden emekli olmuş, üst düzey görevlerde bulunmuş bir olarak korumam yokken… Peker’e ne için, kimler, devletin polisini korumasına vermişti? Peker’in söylediğine göre bu polisler, yurtdışında bile onunla birlikte bulunuyordu.Acaba kamuoyuna açıklanmayan bazı gizli operasyonlar Peker üzerinden mi yapılıyordu?Zira Yapmış olduğu uluorta tehditler, ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendiriliyor, açılan davalar beraatla sonuçlanıyordu. Ve gittiği her yerde, iş insanı kimliği ile saygı gösteriliyordu. Peker, birçok bakandan bile daha popülerdi.
Peker, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için; “Bazı insanlar vardır toplum içinde onlarla ilgili şunları duyarız; “doğuştan şanslı”, “Yüce Allah yürü ya kulum demiş”, “rüzgâr nereden eserse essin tüm rüzgârlar onun yelkenine gidiyor” diyecek kadar koyu bir “Reis” taraftarı… Kendisine de,“Reis” denildiği için olmuş olabilir mi?
Peki, kimdi Sedat Peker? 1971 Sakarya doğumlu olan Peker, solcu bir aileden gelmesine rağmen, “Pantürkizm” ideolojisini benimsediğini ve “Turancı” olduğunu hiç saklamadı. Çevresinde ailesine düşkün, yardımsever ve açık sözlü biri olarak tanındı.
1990’larda; “Silahlı örgüt kurma, tehditle tahsilat yapma, zorla alıkoyma, insan öldürmeye azmettirme” gerekçeleriyle yargılandı. Avrasya Feribotu’nu kaçırdıkları için Dalaman Cezaevi’ne giren sanıkların kaçmasına yardımcı olması da günlerce konuşuldu. Son olarak da Ergenekon davasında 10 yıl hapis cezası aldı.Lakin 2014 yılında, Ergenekon davası sanıkları ile birlikte tahliye oldu.
Sedat Peker, bir işadamı, yoksa organize suç örgütü lideri miydi? Devlet, ne diyorsa odur! Devlet, “Organize suç örgütü lideri” diyor.Biz kişilere değil, devlete inanırız! Lakin Peker’in eylem ve söylemleri, kamuoyunda endişe ve ilgi ile takip ediliyor.
Bir suç örgütü lideri, nasıl olurda devlet büyüklerinin katıldığı toplantılara davet edilir, başarılı işadamı olarak ödül alır, devlet büyükleri ile samimi ilişkileri ortaya saçılır, devletin polisi tarafından korunur? Sedat Peker, bazı önemli operasyonları devlet adına yaptı ise, nasıl oluyor da suç örgütü lideri olarak tanımlanıyor? Ya da suç örgütü lideri ise, neden devlet böyle kişilerle açık işbirliği yapıyor? Deli taylarım, beni rahat bırakmıyor!
Bir gün Peker’in sessizce yurtdışına gittiğini duyduk. Sedat Peker, yurtdışına rızası ile mi gitti, yoksa birilerinin ricasıyla, ülkeyi terk etmek zorunda mı bırakıldı? Üniversite okumak için Balkanlara gittiği işin kılıfı… O; suç işlemediğini ve yurtdışına kaçmadığını söylüyor.
Sedat Peker, af kapsamında tahliye edilen Alaattin Çakıcı’nın isteği üzerine, yurt dışına gönderilmiş olabilir mi? Bu âlemde, aynı yerde iki baş olmaz. Ve tercih Çakıcı’dan yana mı kullanıldı? Gelişmeler onu gösteriyor.
“Sedat Peker’in de aralarında bulunduğu 63 kişiye organize suç örgütü operasyonu…” Düne kadar el üstünde tutulan, her konuşması yandaş gazetelerde geniş yer bulan ve iktidar cenahına açık desteğini esirgemeyen birine, yandaş medya destekli canlı yayınlı operasyon yapıldı. Bu operasyon, siyasette ve yeraltı dünyasında kuşku ve endişe ile karşılandı.
Neler oluyordu? Sedat Peker’in yurtdışında olunduğu bilinmesine rağmen, Beykoz’daki evine özel harekât polislerinin ve uyuşturucu köpeklerinin de bulunduğu bir baskın düzenleniyordu. İddia o ki, avukat olan eşi ile kızlarına silah doğrultuldu ve eşinin özel eşyaları bayan polis olmadan arandı. Bu âlemde eşe ve çocuklara zarar verilmez, hesap hasımla kesilir! “Ok yaydan çıkmıştı.” Söylediğine göre, bu operasyonun şekli kırılma noktası oldu. Lakin İçişleri Bakanı Soylu, görüntülerle bu iddiaları yalanladı.
Sedat Peker, Youtube da yayımladığı videolar ile Türkiye’nin gündemini değiştirdi. Şu ana kadar 9 milyon civarında izlendiği ifade ediliyor. Konuşmasına, “Ödeşmek adettendir” başlığı ile başladı vebazı kişi ve kurumlarla ilgili çeşitli iddialar ortaya attı. İddialar, yenilir yutulur cinsten değildi.
Neydi bu iddialar? Şüpheli şekilde ölen Kazakistan uyruklu genç bir kadının öldürülmesi… Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı suikastı… Bodrum Marinaya el konulması…Kolombiya’dan Türkiye’ye gönderilmek üzere yola çıkarılan kokain…Eski milletvekili Fevzi İşbaşaran’ın karakolda Peker’in adamları tarafından dövülmesi…
Bu iddiaların arkası gelecek mi? Uzlaşma çağrıları karşılık bulmaz ise gelecek gibi görünüyor. Zira Sedat Peker’in yayımladığı videoda, konuşmalarının ve kullandığı sembollerin bir anlamı var. Ve her biri bir mesaj niteliği taşıyor. Ana fikri; “Benimle işbirliği yapmazsanız konuşurum!”
Alaattin Çakıcı yayınladığı mektupla… Peker’e, net olarak “sus” mesajını iletti. Lakin Peker, konuşmaya devam ediyor. Bu işte, bir üst akıl mı var? Bu üst akılın, ABD’nin Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi(DEA) olduğunu söyleyenlere, Sedat Peker sert tepki gösteriyor. Kendisinin yerli ve milli olduğunu, hasımlarını bir kamera ile alt edeceğini söylüyor.
ABD’nin müttefiki ve işbirliği içerisinde olduğu ülkelerde rahat bir şekilde dolaşması ve nasıl geçindiğiniaçıklamaması ise kafa karıştırıyor. Şu an Dubai’de olduğuna göre…
Bizi okumaya devam edin. Üçüncü bölüm Çarşamba günü yayımda olacak.