Türkiye geçenlerde adalet tarihine geçecek ilginç bir davaya daha tanık oldu.
Ve tam bir yıl önce yapılmış olan, MHP Olağanüstü Kongresi’nin iptaline, durdurma tedbirinin devamına karar verdi.
Hem de 10 dakikada…
Hiç bu kadar geciken tedbirli ve benzer bir dava olmuş mudur?
Sordum soruşturdum, cevap alamadım.
“Tedbirli” olup da tarafları dinlemeyen, kararı da bir yıl süren hiçbir dava görmediklerini söylediler.
Her neyse, büyük bir hızla giden muhalefetin arabası yargı duvarına çarptı.
Olan oldu.
Rahmetli Demirel, “Neyin olacağını bilmek için, nelerin olamayacağını görmek gerekir” derdi.
Nelerin olamayacağı görüldü.
MHP’de muhalefet için gelecekte bir umut ışığı görülmüyor.
AK Parti, sağ şeritte tek parti kalma planını başarı ile yürütüyor.
Kendi cephelerinde doğru bir politika…
CHP ile rakip olmak isteğini de saklamıyorlar.
Nasılsa CHP kitleleri heyecanlandırmıyor.
Umut da vermiyor.
Koca MHP ne hale geldi.
Eridi… Çöktü… Bitti.
Muhalefet liderlerine kendi partilileri bile güven duymuyor.
Toplum karizmatik lider arıyordu ve bunu da Erdoğan’ın şahsında buldu.
O zaman önümüzdeki seçim garanti… İşler ayna…
Acaba durum öyle mi?
Toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, evrensel değerlere bağlı demokrat bir parti oluşabilecek mi?
Tuzun bile koktuğu yerde…
Bir Türkiye partisi…
Meral Akşener, “Zamanı gelmiş bir düşünceyi engellemeye ne yargının ne de kimsenin gücü yeter” dedi.
Bu sözler, merkez sağda yeni bir oluşum olarak algılandı.
Akşener, bu meşaleyi yakacağının güçlü sinyallerini veriyor.
Gittiği her yerde ilgi ile karşılanıyor.
Özellikle kadınlar ve gençler arasında seveni çok…
Demir Leydi… Topuklu Efe…
Kadın olması başka bir avantajı…
Ülkenin tüm bölgelerinde, toplumun farklı kesimlerinde ilgi ile izleniyor.
Sosyal demokrat taban işin içinde…
Kürt seçmen bile…
Donanımlı, referandumla testten geçmiş hazır bir kitle de varken…
Kendiliğinden oluşan bu hazır tabanı, olduğu gibi siyasal kuruma dönüştürmek kaçınılmaz gibi görünüyor.
Yeni sistemde, parti disiplini ve örgütü olmadan başarılı olmak mümkün değil.
Neler olacak?
Siyasi iktidar bu işi ciddiye alıyor olacak ki, işi sıkı tutuyor.
Sürekli takipteler…
Anket üstüne anket yaptırıyorlar.
Eski kurt siyasetçiler, yeni oluşuma oldukça temkinli yaklaşıyor.
Kimi ortamı açık seçik görmüyor.
Kimi de bekleyip görelim anlayışı içerisinde…
Başarılı olunacağından emin değiller.
Siyasette riski sevmiyorlar.
Yol alan gemiye binmeyi arzulayanlar çoğunlukta…
Bu arada, ciddi bir şekilde yeni oluşum hareketi üzerinden psikolojik harekât uygulanıyor.
Yönlendirme kokan haberler havada uçuşuyor.
Amaç; kitlelerde hayal kırıklığı yaratmak…
Benim Ankara izlenimlerim böyle.
Kuruluş esnasında bazı doğum sancıları olacaktır. Bu da normal karşılanmalıdır.
Bana kalırsa, bu süreçte acele edilmemesi gerekiyor.
Siyaset hata kaldırmıyor.
O halde, neler yapılmalıdır?
İnce eleyip sık dokunmalı…
Saygın, yıpranmamış, uzman kadrolarla yola çıkılmalı…
Yeni marka değerler ortaya çıkarılmalı…
Herkes kucaklanmalı, Kürt seçmenler de dâhil toplumun tüm dinamiklerine doğru mesajlar verilmeli…
Ümit Özdağ ve Yusuf Halaçoğlu gibi stratejisi güçlü benzer isimler bulunup, bir heyecan fırtınası yaratılmalı…
Ülke meselelerine kafa yoran, halkın sorunlarını bilen, üretken, projeci ve idealist yeni bir ekip kurulmalı…
Sivil Toplum Örgütleri ile sıkı işbirliğine gidilmeli, her ilde sevilen sayılan isimler ön plana çıkarılmalı…
Radikal söylem ve eylemlerden kaçınılmalı…
Kısacası; yeni oluşacak oluşumda yer alacak siyasi aktörlerin, birlik ve beraberliği bozmadan ve bencilliğe düşmeden akılcı siyaset üretmeleri gerekecektir.
Başka bir deyişle, milliyetçilerin-ülkücülerin kurucu omurgada etkin olma hakları olmakla birlikte, %49 hayır cephesini konsolide edecek, farklı partililerin de ilgi duyabileceği güçlü bir merkez sağ partiye ihtiyaç vardır.
Böyle olursa 2019 seçimi renkli ve çekişmeli geçecek…
Kilit taşı da Akşener olacaktır.