Türk siyasi hayatı bugünlerde hareketlendi. Ekonomideki kırılma, erken seçimi gündeme getirdi. İktidar ise seçimin zamanında yapılacağını ısrarla vurguluyor. Muhalefet yarın seçim olacakmış gibi il ilçe geziyor, toplantı üstüne toplantı yapıyor.
Siyasette bazı değişimler olmadan seçimin de çare olacağını düşünmüyorum. Nedir bunlar? Siyaset meslek olmaktan çıkarılmalı ve hizmet aracına dönüştürülmelidir. Siyasi partiler şirket gibi yönetildiği sürece dertlere deva olamaz. Siyaset yapmanın da etik ve kesin kuralları olmalıdır. Siyaset, kişisel hırsları tatmin ya da inatlaşma yeri değildir. Uzlaşma kültürü gerektirir.
Siyaset, zenginleşme aracı olmaktan çıkarılmalı, finansmanı çok iyi denetlenmelidir. Bazı bürokratlar ve siyasilerin yolsuzlukla suçlanması ve Karun gibi zenginleşmesinin önüne geçilmelidir.
Partilerin kurumsal kimliğe kavuşmaları ve politika üreten kurumsal örgütlerle desteklenmesinin önü açılmalıdır. Bizde “danışılmayan danışman” uygulamasına son verilerek, bilgi ve deneyiminden yararlanılan, “Kurumsal Danışman Sistemi” oluşturulmalıdır. Partilerin politika kısırlığının bir nedeni de mevcut sistemdir. Lidere endeksli çalışma…
Fikir ve politika üreten kaç kuruluşumuz var? Üniversiteler, orta mektebe döndü. Araştıran, sorgulayan, çözüm önerileri getiren ve eleştiren görüş ve raporlar ortada yok. Vakıflar, Batı da stratejik raporlar hazırlıyor ve kendisine yakın parti ve organizasyonlara sunuyor. Yani politika üreterek partileri yönlendiriyor. Bizde böyle bir vakıf gördünüz mü?
Devlet yönetme işi ciddi bir iştir. Devlet, hislerle duygularla ve hamasi nutuklarla değil, realiteler ile yönetilir. Ülkelere cahil cesurlar değil, donanımlı ve bilgili kadrolar lazımdır.
Biz neyi tartışmalıyız? Kimlik ve inanç siyaseti behemehâlterkedilmelidir. Siyasiler; üretimi, bilgi ve teknolojiyi tartışmalıdır. Demokrasi, hukuk, insan haklarını geliştirme yol ve yöntemlerini konuşmalıyız. Din siyasete alet edilmemeli, inanç baronlarının siyaset ile ilişiği kesilmelidir.
Gelelim CHP’nin Mersin Mitingi ve 2023 Stratejine… Mersin’de CHP, büyük bir gövde gösterisi yaptı. İktidar yanlısı medya mitinge katılan kalabalığı sayısal olarak küçümsese de canlı, heyecanlı ve kıpır kıpır bir kalabalık vardı.
Siyasetin canlanması ve umut vaat etmesi, demokrasimiz açısından önemlidir. Zira kitleler çare olarak siyaseti görmez ya da siyaset halkın umudu olmaktan çıkarsa devreye demokrasi dışı güçler girer.
Mitinglerin çok kalabalık olması, partiler için moral ve motivasyon açısından memnuniyet vericidir. Ayrıca seçimler için kamuoyu araştırmaları yanında, bir başarı göstergesi olarak değerlendirilir.Lakin çok kalabalık mitingler yapmak her zaman seçimlerde başarılı sonuçlar alınacağı anlamı taşımaz. Örneğin:Rahmetli Osman Bölükbaşı;meydanlarda gürler, büyük alkış alır, fakat oylar sayılınca hep muhalefette kalırdı. Bu nedenle dinleyicilerine hep yakınırdı: ‘‘Sizin harmanınız büyük de taneniz çıkmıyor… Burada beni dinlerken aşka gelip Rahman’ı (Allah’ı) alkışlarsınız, sandık başına gidince şeytana sarılırsınız.’’Önemli olan milletin sandıkta vereceği karardır.
Şu anda ekonomik yönden bir kriz yaşanıyor. Dövizin yükselmesi, enflasyonun çıldırmasına neden oldu. Derdine bir çare arayan halk, kurtuluş simidi olarak muhalefete sarıldı. Muhalefete iktidardan daha fazla ilgi gösterilmesinin nedeni bundandır.
Muhalefetin yükselişi devam eder mi?Bunu AK Parti’nin ekonomi politikaları belirleyecektir. Demem o ki, seçim sonuçlarını sokaklar değil, sofralar belirler. Tencerede et yerine dert kaynadığı sürece iktidar kan kaybetmeye devam edecektir.
Mersin mitinginde görülen coşku ve Kemal Kılıçtaroğlu’nun son dönemlerdeki başarılı grafiği 2023 seçimlerine dönük stratejisinin de ipuçlarını veriyor.
IYİ Parti ve CHP liderleri, halkın dertlerini dinliyor ve esnaf ziyaretlerini adeta mitinge dönüştürüyor. Buradaki amaç; iktidarı erken seçime zorlamaktır. Erken seçim olmazsa da 2023 seçimleri için tabanını canlı tutmayı hedefliyor. Bu strateji halk nezdinde karşılık bulmuştur. Yani doğru bir stratejidir.
CHP, 2023’te sadece laik- liberal ve Atatürkçü seçmeni değil, merkez sağ-milliyetçi-muhafazakâr seçmeni de hedefine koymak zorundadır. Zira seçim %30 kemikleşmiş CHP oyları ile kazanılmıyor. Buna CHP içerisindeki SOL ve ULASALCI kanat rıza gösterecek mi, hep beraber göreceğiz. Zaten sol blok ile Ulusalcılar arasında bir uzlaşma da yok.
CHP lideri, dürüst ve uzlaşmacı kimliği ile muhafazakâr, milliyetçi seçmenin de takdirini kazanıyor. Lakin bu oya dönüşür mü? Orası muamma… CHP içerisindeki hizipleri susturur, dostlarım dediği “Demokrasi İttifakı” yani büyük ittifakı gerçekleştirirse seçimde başarılı olunur. Tabi ki, bu gösterecekleri adaya bağlıdır.
CHP lideri Kemal Kılıçtaroğlu aday olur mu? Sanmıyorum. Aday olması halinde Erdoğan’ın şansı artar. İktidarın ısrarla CHP liderine oynaması ve onu ringe çekmek istemesi bu stratejisinin gereğidir.
Bazı bölgelerde sağ seçmen, CHP liderine bazı hassasiyetler nedeni ile oy vermez. %30 ile de seçim kazanılmaz. Seçimi; muhafazakâr ve milliyetçi seçmenin oy vereceği, sol ve liberal seçmenin de karşı durmayacağı bir aday ile kazanmak olasıdır. Mansur yavaş ve Ekrem İmamoğlu bu isimlerden sadece ikisidir. Lakin CHP lideri bu iki ismin önünü “Büyükşehir belediye başkanları bir dönem daha devam etmeli” diyerek kapatmış görünüyor. Siyaseten söylenmiş bir söz de olabilir. Siyasette 24 saat uzun bir zamandır. Abdullah Gül örneği ise rafa kalktı.
Kemal Kılıçtaroğlu’nun pozitif ortamdan dolayı gaza gelmemesi ve tuzağa düşmemesi gerekir. Kanaatimce o da öyle yapacaktır. Mitingler için “Milletin Sesi” temasının seçilmesi de bunu gösteriyor. Geçmişte de biliyoruz ki, “millet” tanımını merkez sağ partiler kullanır, CHP ise “halk” derdi.
Önümüzdeki süreçte iktidar ve muhalefete mensup partilerin mitingleri devam edecek. O nedenle provokatörlerin organize edeceği eylemlere karşı duyarlı olmak gerekir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Siirt mitinginde görevli polis memurunun aracının altına yerleştirilen bombanın bulunduğu haberleri bana garip geldi. PKK’nın bombalı araçla yapmayı planladığı eylemi iyi değerlendirmek gerekiyor. Hedef, 2023 seçimlerini sabote etmek ya da bir korku iklimi oluşturmak suretiyle halkı sindirmek olabilir.
2023 seçimlerine giderken yine baskı, tehdit ve katliamları devreye sokmak kimin işine yarar?HDP, diğer partilere göre daha duyarlı olmalı ve PKK ile arasına mesafe koymalıdır.
Bizden söylemesi.
“