24 Kasım Öğretmenler Günü…
Kutladık gitti.
Ya sorunları?
Atatürk’ün “Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” dediği öğretmenler hiç de iyi durumda değil.
Öğretmenlerin bu özel gününü kutlayan…
Etkili ve yetkili kişilerin beyanlarına bakılınca oldukça umutlandık.
Öğretmenlerimizin değerini ve önemini yeniden keşfettik.
Her yıl olduğu gibi…
Keşke bu sözleri sadece 24 Kasım günleri duymasak…
Öğretmenlerimizin sorunları ile sürekli ilgilensek.
Yılda bir kez hatırlanmak yetmiyor.
Sonrası, “eski tas eski hamam.”
Eğitim kaliteli, öğretmen donanımlı olmalı…
Eyvallah.
Ama nasıl olacak bu iş?
Evli, iki çocuklu ve kirada oturan…
İkinci bir iş yapmazsa, sadece ekmek ve makarnaya talim eden…
Eşi çalışmayan, klasik tanımlamayla “ev kadını “olan…
Pazarcılık yapan…
Hava karardıktan sonra elinde güğümü boza satan…
Biri görmesin diye şapka takan…
Öğretmenler kendisini nasıl geliştirecek?
Bilim… İlim…
İyi de, evdeki geçim derdi ne olacak?
Nasıl çıkacaklar bu kısır döngüden?
Önce öğretmenlerin sorunları çözülmeli…
İki gömlek, 1 kravat…
Hadi iki takım elbise…
Dönemi kapansın.
Bu kutsal mesleği bile “taşeronluk” sözleşmeli sisteme dâhil edenler, biraz düşünmeli ve önce öğretmenlerin karnını doyurmalıdır.
Teşbihte hata olmaz. Bir atasözü vardır. “Aç ayı oynamaz.”
Öğretmenin refahı sağlanmadan, eğitimin kalitesi düzelmez.
Özetle, , “öğretmenin şarkı-türküye değil, paraya ihtiyacı var”.
Geleceğimiz için…
Gençliğimiz için…
Demokrasinin gelişimi için…
Aklın ve bilimin öne çıkması için…
Hukukun üstünlüğü için…
İnsan hak ve özgürlüğü için…
Evrensel değerlerin korunması için…
Din ve ifade özgürlüğü için…
Ekonomik refah için…
Terörün önlenmesi için…
Öğretmenler, insan gibi yaşama standartlarına kavuşmalıdır.
İhtiyacımız olan; eğitim, eğitim…
Nutuklar karın doyurmuyor.
Bütün bunlara rağmen, görevini liyakatle yapan öğretmenlerimizi…
Selamlıyorum.
Günleri kutlu olsun.
Türkiye’nin en ücra köşelerinde, zor şartlarda görev yapan…
Gerektiğinde canını siper etmekten kaçınmayan…
Şehit ya da gazi olan…
Eğitim erlerini, minnet ve rahmetle anıyorum.