Suriye’nin geleceği için Rus, İran ve Türk liderleri Soçi’de bir araya geldi.
“İran, Türkiye ve Rusya arasında, teröre karşı, stratejik müttefiklik manifestosu”
“İstikrar üçgeni”
“ABD olmadan bölgesel bir düzen kurmak amacı…” gibi manşetlerle basında yer buldu.
Dünyanın gözü de bu zirveye dikildi.
Bu üç ülke bir araya gelerek çok önemli bir mesafeyi kat etmiş durumdalar.
Ya aradaki sorunlar?
Onlar şimdilik yerli yerinde…
Zirveden ne sonuç çıktı?
IŞİD’le mücadele…
Suriye’nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünün korunması…
Putin zirveden 1 gün önce de Esad ile görüştü.
Rus basınına göre; rejim ve muhaliflerin tutumuna bağlı olarak, ”Esad koltuğunu garantiledi.”
Ya terörist unsurlar?
Onlar süreçten dışlanacak.
Putin : “Suriye’nin kaderine Suriyeliler karar vermeli ”şeklinde açık konuştu.
Ruhani: ”Barış ve istikrar için Suriye’de yeni özgür bir seçimin yapılmasına şahit olalım” ifadelerini kullandı.
Erdoğan: “Ülkemize yönelik tehdit unsuruna karşı gerek İran’ın gerekse Rusya’nın bizim yanımızda yer almasını istiyoruz “dedi.
Ancak Üçlü zirvede Putin, ABD ve koalisyon güçlerine ilişkin bir kelime bile sarf etmedi.
Bu durum, “Suriye anlaşmasında ABD geride bırakıldı “yorumlarına neden oldu.
“Amerika PYD/YPG’nin yanındadır.”
“Amerika Türkiye’yi yalnız bırakmıştır.”
“Amerika’nın Suriye politikası, Türkiye-İran ve Rusya politikasından farklıdır.”
Bunların hepsi doğru da…
Suriye’de, ABD devre dışı kalacak mıdır?
Emin değilim.
Henüz PYD/YPG konusunda Rusya ile anlaşmış değiliz.
Çözümsüzlük devam ediyor.
Buna rağmen, Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin yapılması Suriye’nin istikrarı ve güvenliği için iyi bir adım.
Bölge barışı için de…
“İran terörle mücadelede Suriye halkı ve Suriye hükümetinin yanında olacak” diyen Ruhani, Suriye’nin kalkındırılmasına da destek vereceklerini ifade etti.
Bu ne demek, Esad’a desteğe devam…
Türkiye Amerika ile Esad’ı devirmek için girdiği Suriye’den, Rusya ve İran ile nasıl çıkacak?
Türkiye tavrını net olarak belirlemelidir.
Son zamanlarda ABD ile ilişkilerde yumuşama da başladı.
Heyetin biri gidiyor, biri geliyor.
Erdoğan da buna yeşil ışık yakmış durumda.
“ABD’nin de sürece katılımı şeklinde bir talep olursa, bunun kararını bu üçlü verecek. Bunda mutabıkız” diyor.
Esad ile anlaşma ya da işbirliği olur mu?
Erdoğan: “Yarın neler olabileceği, o anki şartlarla alakalıdır. Bu konuda bir şey olmaz türünden peşinen kestirip atma türünden bir anlayışın, bir yaklaşımın içinde olmamız çok da doğru olmaz.
Siyasetin kapıları, malumunuz, son ana kadar her zaman açıktır. An itibarıyla o tür bir durum yok ortada.”
Yani Erdoğan, Esad ile şartlar oluşursa anlaşılabileceğinin sinyallerini vermektedir.
Doğru olan da budur.
Ancak karşılıklı söylenen bunca ağır söz ve ithamlardan sonra, zor gibi görünüyor.
***
Bende bu kuyruk, sende bu evlat acısı
Masal gibi bir öykü vardır.
Bir adam, evinin bodrumunda, yaralı bir yılan bulmuş.
Yılana bakmış, onu iyileştirmiş. Süt verip, beslemiş.
Sonunda yılanla adam, dost olmuşlar.
Adam her sabah bir çanak sütle, bodruma inermiş. Yılan sütü içer ve her gün adama bir altın bırakırmış.
Adam her gün gelen bir altın sayesinde rahat bir hayat sürmeye başlamış.
Adamın bir oğlu varmış. Hem aptal, hem de açgözlü bir çocukmuş bu…
Babasının hiç çalışmadan, nasıl böyle rahat hayat sürdüğünü merak etmiş bu çocuk…
Babasının her hareketini izlemeye başlamış.
Bakmış ki, babası her sabah aynı saatte, bodruma, elinde bir çanak sütle iniyor.
Gizlice izlemiş olayın sonrasını…
Babasının süt çanağını yere koymasını, sonra bir yılanın delikten çıkıp bu sütü içtiğini ve yere bir altın bıraktığını görmüş.
Düşünmüş.
-Ben bu yılanı öldürürsem, altınların hepsini ele geçiririm, demiş.
Ertesi sabah erken kalkmış. Bir çanak süt ve bir balta almış… Bodruma inip, süt çanağını yere koymuş.
Yılan süt kokusu alınca delikten çıkmış. Çocuk baltayı yılanın başına vurmuş, yılan çevik davranmış ama kuyruğunun ucu kopmuş.
Dönmüş, çocuğu ısırıp, zehrini bırakmış, çocuğu öldürmüş.
Yılanın kuyruğunu ve oğlunun cesedini bulmuş, daha sonra bodruma inen adam…
Acısını yüreğine gömüp, süt dolu çanağı yere bırakmış, beklemeye başlamış.
Birazdan yılan, delikten çıkmış, adama bakmış.
-Artık dostluk bitti. Bende bu kuyruk acısı, sende de bu evlat acısı varken, dost kalamayız, demiş.
Kıssadan hisse…