FETÖ hain darbe girişiminin üzerinden tam bir yıl geçti.
Bu ihanet kalkışması, ülkemiz açısından ağır trajedilere ve ekonomik zararlara yol açtı.
FETÖ böylesine bir gücü nerede buldu?
Sistematik biçimde askeriye ve bürokrasi…
Sivil toplum örgütleri ve üniversiteler…
Medya kuruluşları ve ticaret…
Siyaset ve diplomasi…
Kısacası devletin tüm kaleleri zapt edilmiş, toplumun bütün stratejik pozisyonları ya ele geçirilmiş, ya da sızma teşebbüsünde bulunulmuştu.
Uyaranlar da dinlenilmedi.
Nasıl örgütlendiler?
Bütün hukuki ve ahlaki değerleri…
Ve kutsal dinî duyguları istismar eden bir yapı…
Küresel emperyalist düzene hizmet eden, gizliliği esas alan bir örgütlenme…
Her gelen siyasi iktidar ile kurulan iyi ilişkiler…
Kumpaslar, yalanlar, ihbarlar ve sahte üretilen deliller…
Kadroculukla devşirilen zihinler/biat kültürü ile yetişen beyinler…
Kısacası; amaçlarına ulaşmak için bir hukuksuzluk, ahlaksızlık, yolsuzluk ve sahtecilik düzeni kurdular.
Örtülü ve gizli operasyonlar yaptılar.
Vatan evlatlarını çeşitli bahanelerle kadro dışı bıraktılar.
Küstürdüler…
Emekli ettiler…
Görevden ettiler…
Kimsenin de sesi çıkmadı, çok mutluydular…
Kamu erkini paylaştılar, kullandılar.
Devleti, yağmalanacak bir ganimet olarak gördüler.
Tüm dünyayı vatan gören bir hayalin peşinde gittiler.
Kamusal aklı ve siyasal bünyeyi bir kanser hücresi gibi sardıklarından fark edilmeleri kolay olmadı.
Alnı secde gören vatan evlatları olarak görüldüler.
Hak etmedikleri makam ve mevkilere kolayca getirildiler.
İhalelerde kayırıldılar, para kazanmaları sağlandı, semirildiler.
Kandırdılar…
Aldattılar…
Kimleri mi?
Siyasileri, bürokratları, işadamlarını…
Toplumun siyasi görüşü ne olursa olsun, farklı dinamiklerini…
Velhasıl toplumun her kesimini etkilediler.
Ancak Türk Milleti bu kirli düzenin bütün hesaplarını bir gecede boşa çıkardı.
15 Temmuz gecesi, bu ihanet şebekesi gerçek yüzünü göstermiş…
Ülkeyi işgal girişimleri, vatansever güçlerin duvarına toslamıştır.
O puslu ve karanlık gece, milletin demokrasi ve özgürlük çığlığı ile aydınlanmıştır.
Millet; bu darbe girişiminin yükünü omuzlamış, canı pahasına darbecilere karşı sokağı terk etmemiştir.
Millet; bir milli mücadele ruhuyla bir darbenin nasıl engellenebildiğini, bir işgal girişiminin nasıl önlenebildiğini göstermiştir.
Dosta, Düşmana…
FETÖ’nün 40 yılda yaptığı plan, milletin cesareti ve samimiyeti sayesinde kısa sürede yerle bir edilmiştir.
Darbe girişiminin önlenmesi, küresel siyasi aktörlerin gizli ajandalarını ve ikiyüzlü duruşlarını da deşifre etmiştir.
Milletimizin direniş hamlesi bir kararlılık mührüdür.
Bu direnişin bir kahramanı varsa…
O da Türk Milletidir.
Darbeciler ve FETÖ mensupları, yüce Türk adaletine hesap vermektedir.
Bu dava; ülkemiz üzerinde emelleri olan, çok uluslu ve çok aktörlü bir yapılanmanın çökertilmesi davasıdır.
Bu nedenle, kamusal ilginin diri tutulması bir sorumluluğun gereğidir.
Ve devletin bütün kamusal unsurları ile yeniden yapılandırılması için bir imkân doğmuştur.
Yağmurdan kaçarken doluya yakalanmadan…
Kariyer ve liyakat esaslarını çiğnenmeden…
Bununla birlikte; adalet sistemini yozlaştırmaya yönelik algı operasyonlarına dikkat edilmelidir.
Demokratik ilkeler yok edilmemeli…
Özgürlük alanları daraltılmamalı…
Hukukun üstünlüğü ve diğer evrensel hukuk kuralları eksiksiz uygulanmalıdır.
Toplumsal talepler dikkate alınmalı, temsilde adalet ve güven ilkesi yok edilmemelidir.
İhbarcılığı ve şikâyet etmeyi alışkanlık haline getirmiş şovmenlere…
Fitne fesat yuvalarına…
Makam mevki hırsızlarına…
Kriptolara…
FETÖ fırsatçılarına DİKKAT!
Bunlar bilerek ya da bilmeyerek FETÖ davalarını sulandırıyor.
Bunların ne devlete ne de millete bir hayrı dokunmaz.
Çünkü onların derdi devlet-millet değil, kişisel hırsları ve çıkarlarıdır.
Kurunun yanında yaş yanmasın…
At izine it izi karışmasın.
Ama hak edenler de layığını bulsun.
Neler yapılmalı?
Haksız ihbar ve şikâyette bulunanlara da yargı yolu açılmalı…
İnsanların itibarı ve onuru ile oynayanlar, en ağır ceza ile yargılanmalıdır.
Adalet bunu gerektirir.
Yapılan her haksızlık, FETÖ nün işine gelir.
Kısacası, 15 Temmuz… Bir diriliş ve kahramanlık hikâyesidir.
Türk milleti; şehitler vermiş, gazilikle onurlanmıştır.
Milletimiz, 15 Temmuz gecesi, aldandığını ve kandırıldığını fark etmiş, bu kızgınlıkla meydanlara çıkarak demokrasi nöbetleri tutmuştur.
Biz bu oyunun nereden kurgulandığını biliyoruz.
Bize kimse “müttefik ve stratejik ortaklık” masalları anlatmasın.
Bu bir fırsattır.
Türkiye dış politikada vizyonunu yenilemeli ve yaptığı hataların derin bir muhasebesini yapmalıdır.
Nokta.