24 Haziran’da seçime gidiyoruz.
Hayırlı olsun.
Erken seçim mi, baskın seçim mi?
Zamanında yapılmayan her seçim baskın seçimdir.
2019 yılında yapılması gereken, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler niçin erkene alındı?
Değerlendirmeler, dedikodular, söylentiler birbirlerini izliyor.
İYİ Parti’nin seçime sokulmaması…
Yerel seçimde oluşabilecek çatışmalar ve bunun Cumhur İttifakı’na zarar verme durumu…
Ekonomideki sıkıntıların daha fazla artma ihtimali…
Dış politikadaki açmazların giderilmesi ve Suriye politikasında alınacak önemli kararların bir an önce alınması gereği…
Terörle mücadele için etkin tedbirler…
Bu gerekçeleri artırabilirsiniz.
Seçimi kim kazanacak?
Millet.
Milletin oyu kimsenin cebinde olmadığı için ahkâm kesmek haddimiz değildir.
Millet bu sefer gerçekten ortadan bölünmüş…
Kafalar karışık ve dumanlı.
Daha devletçi, güvenlikçi politikalara ağırlık veren AK Parti ve MHP ittifakı, bu sefer merkezin ve sağduyulu Kürtlerin oyunu alabilecek mi?
Kilit soru bu.
AK Parti hala tabanını koruyan ve zinde tutmayı başarabilen bir parti.
Kazanımlarını kaybetmek de istemiyor.
Cumhurbaşkanı adayları da usta siyasetçi Recep Tayyip ERDOĞAN…
AK Parti zenginlerle yoluna devam ederken, mağdurlar ve dar gelirlilerle söylem bazında da olsa ilişkisini devam ettiriyor.
Ancak, tabanda eski heyecan ve hareketlilik yok.
Merkezin ve sağduyulu Kürtlerin oyunu alabilirse sorun yok, ipi göğüsler.
Ya alamazsa?
Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalır ki, bu seçim ortada demektir.
Bir başka ifadeyle, kaybetme riski var.
Farklı görüş dile getirenleri ötekileştirmeden, düşmanlaştırmadan…
Herkesin oyuna talip olması gerekir.
Eleştirilere ve özeleştirilere sıcak yaklaşmayan bir AK Parti teşkilatı var.
Kariyer ve liyakat yerine biat ve sadakat ön planda, devleti kendi kurumu görme gibi bir algı var.
Devletin değil milletin partisi olan kazanır.
İçten içe kaynamalar ve ciddi sıkıntılar bunun için…
Ya muhalefet cephesi?
Muhalefet, demokrasinin olmazsa olmazıdır.
İyi bir muhalefet, iktidarın da kendisine çeki düzen vermesini sağlar.
Bununla birlikte, Türkiye’nin gerçeklerinden kopuk olan bir muhalefet, iktidar alternatifi olamaz.
CHP bugüne kadar etkili bir muhalefet yapamadı.
Tabanının değişim talebini karşılamada hep uzak kaldı.
Kendi tabanı dışındaki kesimlere de açılmaları gerekirken, iç muhalefetin sert eleştirilerine maruz kaldı.
Çekindi.
İktidara oy verenleri suçladı, her yapılana “istemezük” anlayışı ile yaklaştı.
Son zamanlarda siyaset meydanındaki atraksiyonları ilgi çekmesine, demokrasi adına olumlu çıkışlarına rağmen…
Sadece CHP tabanına hitap eden, en fazla %30 oy alabilecek bir adayla seçim kazanılmaz.
Adayları kim olacak? Hep birlikte göreceğiz.
Muhalefet kanadında en çok konuşulan parti İYİ Partidir.
Özellikle gençlerden ve kadınlardan oy alacağı anlaşılıyor.
Genel başkanları Meral AKŞENER de Cumhurbaşkanı adayları.
Teşkilatlarda MHP tabanından gelen adaylar etkili.
Vitrine de bu adaylarla çıkarsa alacakları oy oranları sınırlı.
Toplumda karşılığı olan, karizmatik liderine rağmen…
Toplumda değişim heyecanı var.
İYİ Parti bu beklentiyi karşılamak zorundadır.
Merkez sağ adaylarla mı seçime gitmeli?
Defolu, yıpranmış merkez sağ adaylar fayda yerine zarar getirir.
Mehmet Akif’in bir sözü vardır. ”Eski eski olduğu için atılmaz, kötü olursa atılır. Yeni yeni olduğu için alınmaz, iyi olursa alınır.”
Her önüne gelenin aday olduğu şu dönemde…
Her ilin dokusuna uygun doğru adaylar tercih edilmelidir.
Saadet Partisi bu seçimin kilit partisidir.
Oy oranından ziyade özgül ağırlığı bulunmaktadır.
Saadet lideri Temel Karamollaoğlu, ilkeli ve başarılı bir politika izliyor.
Konuşmaları akılcı, sakin ve tutarlı…
Muhalefetin, Saadet Partisi ile ittifakı kendisine güç kazandırır.
İktidarın kendisine rakip olacak kişileri kötülemesi, onları etkisiz hale getirme çabaları siyaseten doğal karşılanabilir.
Ya muhalefet?
“Tek adam Türkiye’si mi istiyorsunuz?” söylemi…
Mülteci Suriyeler sorunu…
Devleti yönetememe iddiaları…
Ekonomik sorunlar… Terörle mücadele…
Konuları muhalefet için etkili olabilir ama yetmez.
Siyasi iktidarı zora sokacak bayağı dokümanlar birikmesine rağmen…
Muhalefet bu yöntemle oyunu artıramaz.
İç çekişmeleri bir tarafa bırakmadan…
Kim ya da kimlerle oy alabilir, bunu düşünmeden…
Hangi söylemler, hangi projeler, hangi etkinlikler vatandaşın ilgisin çekebilir? Bunu araştırmadan…
İlkeli bir siyaset izlemeden…
Seçim kazanılamaz.
Neticede sandıktan çıkan iktidar oluyor.
Cumhur ittifakının adayı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın karşısına demokrasi ittifakı tek çatı adayla mı çıkacak?
Sanmıyorum.
Görünen o ki, muhalefet cenahında her parti kendi adayı ile seçime katılacak, seçim ikinci tura kalırsa doğal ittifaklar oluşacaktır.