Türkiye 31 Mart’ta yerel yöneticilerini seçmek için seçime gidiyor.Kentlerin birçok sorunu var.
Şehir planlarının yapılması…
Kentsel dönüşüm ve yatay şehirleşme…
Çevre tahribatının önlenmesi…
Sosyal, ekonomik, kültürel ve sanatsal olarak gelişme…
Katılımcı ve şeffaf yönetim…
Savurganlığa son verilmesi ve borç çıkmazı…
Kendi değerlerini üreten şehirler…
Halka bunların anlatılması gerekir.
Ekonominin lastiği patladığı için…
Halkın gündemi seçimden ziyade ekonomidir.
Bir başka ifadeyle, “millet geçim derdinde, siyasiler seçim derdinde…”
Sözünü sıkça duyar olduk.
Mutfak yangın yeri…
Tencere iktidarı sarsacak mı, güven devam edecek mi?
Birlikte göreceğiz.
Liderler sanki kendileri belediye başkanı olacakmış gibi kampanya yürütüyor.
Genel projeler havada uçuşuyor.
Suni gündemler…
“Beka sorunu”, “illet-zillet”, “dinsiz- inançlı”, “terörist-hırsız”, “namert-şerefsiz” vs. gibi karşılıklı suçlamalarla toplum geriliyor.
Seçime az bir süre kala adaylar ile ilgili dosyalar açılıyor.
Doğru ya da yanlış…
Seçime yönelik, güven zedeleyici atraksiyonlar bunlar.
Oya dönüşecek mi, ters mi tepecek?
Net cevabı yok, kafalar karışık.
Yazık oluyor bu ülkeye…
İnsana saygıyı merkezine almayan bir anlayış, günümüzde geçerli akçe değildir.
Ötekileştirme, ayrıştırma…
Gerginlik, kin ve öfke…
Huzuru bozar, sosyal barışı getirmez.
Bakın gelişmiş Batı ülkelerine!
Sakin ve huzurlu bir şekilde seçimleri yapıyorlar.
Ve kaybeden kazananı tebrik ederek, hizmet noktasında “yanınızdayım” diyor.
Önemli olan, ülkeye ya da kente hizmettir.
Ortak değerler herkesin kutsalıdır.
Bayrak, ezan, vatan, din gibi…
Bunlara kimse dil uzatamaz, dil uzatanların da dili kesilir.
Tabi ki yargı yolu ile.
Bunları seçim malzemesi yapmaya ne gerek vardı?
İki ayrı kampa ayrıldık şükür!
24 Haziran seçimlerinde oluşturulan ittifaklar ile seçime gidiliyor.
Cumhur ittifakı… Millet ittifakı…
Neden ittifak?
Hiçbir parti tek başına kendisini güçlü hissetmiyor.
Hissetseydi koltuklar paylaşılmazdı.
Kimse milletin aklıyla alay etmesin, kandırmaya da kalkmasın.
Gerçek budur.
Güven oylamasına dönüştürdükleri seçimi kaybeden…
Sorgulanır.
Riskli bir hamle…
Büyük şehirlerde iktidar partisi kaybederse ne olacak?
Erdoğan üstüne hiç alınmayacaktır.
Parti kademelerinde değişiklik…
Hükümette değişiklik…
Ve bazı bürokratlar koltuklarına veda edecektir.
Erken seçim mi? Muhalefet dayatsa da olmayacaktır.
Muhalefet kaybederse…
Cumhurbaşkanı Erdoğan güçlenerek yoluna devam edecektir.
Bu başarı; AK Partinin ya da MHP’nin hanesine değil, Sayın Erdoğan’a yazılacaktır.
Çünkü Cumhur ittifakının en fazla çalışanı odur.
CHP Genel Başkanı koltuğu bırakmak zorunda kalacak, CHP’de kazan kaynamaya devam edecektir.
Muhalefet kanadında yeni parti çalışmaları…
Hız kazanacaktır.
Antalya’da seçimler mi?
Onu haftaya bırakalım.
Hoşça kalın.