Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli Cumhurbaşkanı Erdoğan için “Yüzyılın lideri” dedi.“Her yüzyılda bir dünya lideri gelir, bu yüzyılın lideri de Erdoğan’dır” ifadelerini kullandı.
Bu ifadeler AK Parti yanlısı insanlara hoş gelebilir. Lakin muhalif cephede ve dış dünyada tebessüm ile karşılandı. Bunu söyleyen atama ile gelen bir bakan olmasa tesiri daha fazla olurdu. Zira bir astın üstünü övmesi ya da kutsallaştırması her zaman olumlu karşılanmaz.
Bir kamu görevlisinin kendisini atayana karşı en büyük sorumluluğu işini iyi yapması ve halka hizmet etmesidir.
Yine AK Partili belediye başkanlarının “Love Erdoğan” yani “seni seviyoruz Erdoğan” şeklindeki destek kampanyası da aynı kategoride değerlendirilebilir.
Çok seviyorsan işini iyi yapacaksın! Halka öyle hizmet edeceksin ki, cumhurbaşkanlığı seçiminde, seni oraya getiren iradenin oyu artsın.
Öyle yapmıyorlar. Başkanı olduğu kentlerin onca sorunu varken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaranma peşindeler.
Biliyorlar ki, kendilerini halk değil, parti genel başkanları seçti. Bu durumda halka niye hesap versinler ya da hoş görünsünler?
Bir de hiç haberi olmadığı halde, “Sayın cumhurbaşkanının tensipleriyle veya sayın bakanın talimatları doğrultusunda” diye başlayan ifadeler…
Kulağa fazla gerçekçi gelmiyor.
Başta cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, bakan ve üst düzey bürokratlar astlarının abartılı övgülerinden kendilerini kurtarmalıdırlar.
Bilsinler ki; “Batan gemiyi önce onlar terk eder.”
Ülkeyi temsil eden Sayın Cumhurbaşkanı’nın onuruna yönelik eylem ve söylemleri doğru görmediğimiz gibi kendilerini kutsayanlara da şüphe ile bakmak durumundayız.
Ülkeyi yöneten yöneticiler her zaman eylem ve söylemleri nedeni ile eleştirilebilir. Her muhalif düşünceye tepki göstermek, karşılık vermek veya kanun yoluna başvurmak…
Demokrasinin özüne aykırıdır.
Siyasette işler tek taraflı olmaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın durduğu yer, toplumun her kesimi tarafından kabul ve saygı gösterilmesi gereken bir makamdır.
Milletin birliğini temsil eder.
Buna uygun olmayan söylemler, derinden derine tepki birikimlerinin birden patlamasına sebep olur.“Erdoğan bağlılığı” kadar “Erdoğan karşıtlığı ”da bir Türkiye gerçeğidir. Görmezden gelinemez.
Erdoğan karşıtlığı, devlete veya bulunduğu makama saygısızlığı haklı çıkarmaz.
Türkiye’nin çıkarları adına yapılan icraatlar karşısında bile Erdoğan karşıtlığını öne çıkarmak akla ziyandır.
Hadi birilerinin ayağına basıldı. Hesapları bozuldu. İçerde buna taraf olanlara ne demeli?
Tabi ki, devleti yönetenleri yanlış karar verdiğinde ya da yanlış işler yaptığında eleştirmek… Vergi veren bir vatandaş olarak benim hakkımdır.
Ülkem yararına yapılan hayırlı işlere alkış tutacağım gibi, duruşum da bu nokta da bellidir.
Ülke bir gemi ise, hepimiz içerisindeyiz. Kaptanın gemiyi karaya oturtacağına inanıldığı an, yapılacak tek iş… Gemiyi batırmak değil, kaptanı daha iyisi ile değiştirmektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın durduğu yer, gelişigüzel bir makam değildir. Bana göre, günlük siyasi çekişmelerin içine çekilmemelidir.Akşener’in dediği gibi, “Haysiyetimiz, izzetimiz Cumhurbaşkanına emanettir.” Çünkü devletin başıdır.
Akşener’e “Fosforlu Meral”, CHP liderine, “Bay Kemal” kampanyası siyasi çekişmelerde bile hoş karşılanmazken, Cumhurbaşkanının bu alana çekilmesi kamuoyunca kaygı ile izlenmektedir.Bu durumda karşı tarafa söz hakkı doğmaktadır.
Keşke cumhurbaşkanının partili ve parti genel başkanı olmasının önü açılmasaydı! O zaman, parti genel başkanını eleştirenler…“Cumhurbaşkanını eleştirme ya da hakaret etme” gibi ucube bir suçlama ile karşılaşmazdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ak Parti Genel Başkanı sıfatını daha çok seviyor ve ona göre davranıyor. Ve bunu çok açık biçimde sergiliyor.
Erdoğan olmasa AK Parti bitik durumdadır. Bunu bilen Erdoğan, rakipleri ile dişe diş olarak,açık bir siyasi çekişmenin içerisindedir. Böyle olunca da dalaşmalar ve hakaretler havada uçuşuyor.
Tabii karşılıklı.
İşte bu noktada “Cumhurbaşkanının milletin birliğini temsil edip etmemesi” konusu tartışmanın odağına oturuyor.Buna kimsenin hakkı yoktur. Zira devletin yıpranmaması gerekir.
Cumhurbaşkanlığı makamının korunması konusunda gerekli hassasiyet gösterilmelidir. Bu konuda sorumlu olanlar önce kendi çıkar ve makamlarını düşünmektedir. Erdoğan’ın uyarılması… Cumhurbaşkanlığının itibarının sorgulanmasını kendisinin önlemesi gerekir.
Erdoğan, “velinimet” gibi göründüğü sürece işlerin yükü Erdoğan’a yıkılacak ve birileri onun sırtından parsayı toplayacaktır.
“Yüzyılın lideri…”