12 Eylül Darbesi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin 12 Eylül 1980 günü gerçekleştirdiği askeri bir müdahaledir.
Yeni kuşak bilmeyebilir, aradan koskoca 37 yıl geçmiş…
Dile kolay.
Bizim kuşak, bu dönemi çok iyi hatırlar.
Hem de acı bir yüz ifadesiyle…
Bu darbe ile neler olmuştur?
Süleyman Demirel başkanlığında ki hükümet görevden alınmış…
TBMM hükümsüz kılınmış…
Bazı parti liderleri gözetim altına alınarak, yargılanmış…
Partiler kapatılmış…
Askeri bir yönetim, ülke idaresine tamamen el koymuştur.
12 Eylül Darbesi neden yapıldı?
Dış ticaret açığında artış…
İşsizlik…
Gelir düzeyinde ve alım gücünde azalma…
Karşıt görüşlü öğrencilerin çatışmaları…
Siyasi cinayetler ve yaralamalar…
Anarşi, terör ve bölücülük…
Aşırı dinci akımların devlete yönelik faaliyetleri…
Görev süresi dolan cumhurbaşkanının yerine, yenisinin seçilememesi…
Darbeye gerekçe gösterilmiştir.
12 Eylül Darbesi ile bizim kuşak neler yaşadı?
Suçlu suçsuz fişlemeler…
Adaletsiz yargılamalar… İşkence iddiaları…
İdamlar… Cezaevinde yaşamını yitirenler…
Sorgusuz sualsiz, işten atılmalar…
Vatandaşlıktan çıkarmalar…
Kısıtlamalar… Yasaklar…
Velhasıl Hukukun üstünlüğü rafa kaldırılmış, demokrasi ile bağdaşmayan birçok eylem gerçekleşmiştir.
Suçluların yakalanmasında ve adalete sevk edilmesinde…
Silahlı eylemcilerin karşısında…
Olayların önlenmesinde…
Polis, aciz duruma düşürülmüştür.
Sol eylemcilerin karşısına, milliyetçi gençler çıkarılmış, iki taraftan da ülke sorunlarına duyarlı idealist gençler birbirlerine kırdırılmış, bir kısmı cezaevlerinde çürütülmüştür.
Devletin ve halkın yanında, kanunlar çerçevesinde, görev yapması gereken polis…
Terör karşısında tarafsızlığını ve ilkeli duruşunu kaybetmiştir.
Görevleri bu olayları önlemek olanlar ise üç maymunu oynamıştır.
Hiçbir şeyi görmemiş, duymamış, bilmemiştir.
Gençlerin yok oluşlarını, ailelerinin canhıraş feryatlarını gören ve ülkenin kötü gidişinden rahatsız olanlar ise umudunu yitirmişti.
Ellerinden bir şey gelmiyordu.
Kim ya da kimler gençlerin yüreklerine bu kör kini yerleştirmişti.
Bir oyun oynanıyordu. Ve gençler bu oyunun en önemli figürüydü.
Yaşamlarına balta indirenleri…
İradelerine ipotek koyanları…
Ellerine silah verenleri…
Olayları teşvik edenleri…
Sorgulamıyorlardı.
Ülke kan gölüne döndürülürken…
Vatandaş geleceğinden ümidini kesmişken…
Birileri koltuğunda oturuyor… Viskisini yudumlayarak, bir film seyreder gibi olayları izliyordu.
Kimler mi?
Oyunun içerisinde olan siyasiler…
Görevini yapmayan bürokratik oligarşi…
Hem sol hem de sağ eylemciye silah satan kaçakçılar…
Tetikçi kalemşorlar…
Her dönem gücün yanında yer alan, çıkar düşkünü şovmenler…
Emperyalist devletlerin mankurtlaştırdığı ya da maşa olarak kullandıkları ihanet şebekeleriydi.
12 Eylül 1980 öncesinde bir kamu görevlisi olarak…
Bu olayların tanığıyım.
O günlerden gerekli dersi aldık mı?
Sanmıyorum.
Oyunun aynı olduğunu, aktörlerin değiştiğini düşünenlerdenim.
Dün olduğu gibi, bugünde…
Ülkemiz üzerinden büyük oyunlar oynanıyor.